“24 Kasım Öğretmenler Günü”ne Dair
Mahmut İhsan KANMAZ
Günaydın iyi pazarlar kıymetli arkadaşlarım.
Dünyanın en zor, ama en kutsal mesleği hangisidir diye sorsam, cevabı dünden bellidir.
Tabi ki, öğretmenlik…
Kökeni öğretmen olan naçizane benim de, birkaç kelam edesim vardır bugün.
Gerçi her ne kadar uzun yıllar bu güzel mesleği yapamamış olsam da, kendimi hep bir öğretmenmişim gibi hissederim.
Yıllarca yatılı okuyup da, bitirince doğrudan öğretmen olunan, eski adıyla, İlköğretmen Okulundan mezun olmuştum malumunuz.
Kars Susuz Kazım Karabekir İlköğretmen Okulundan.
Yani, öncesinde adının Cilavuz Köy Enstitüsü olduğu, güzide ve kadim bir eğitim yuvasından.
Burada pedagojik formasyonunu bihakkın almıştık kıymetli meslek büyüklerimizden.
Zaten onun için mezun olur olmaz hemen “Öğretmen” olarak atamamız yapılmıştı.
Ben de, 19 yaşında çiçeği burnunda bir öğretmen olarak bir süre öğretmenlik yapmıştım, ırak bir Anadolu köyünde.
Hiç unutmam, birleştirilmiş sınıflarda 2 ve 3. sınıfları okutuyordum..
Tabi araya üniversite eğitimi ve kamu hizmeti girip, bir de evlilik çoluk çocuk falan derken, mesleğe devam edememiştim.
Tahsilim ve işim gereği Ankara’da olmak durumundayım mecburen.
Ama o günlerin hatıraları ve bu hatıraların paydaşları olan sevgili can arkadaşlarım, her daim yüreğimin en güzel yerlerinde durmaktalar. Selam olsun hepsine de.
Kaybettiklerimiz de nurlar içinde yatsınlar.
Bugün hepsi de emekli durumdalar.
Belki onların evlatları da anne ya da babalarının bıraktıkları yerden bu güzel mesleği icra etmekteler.
Bizim aile de, çok sayıda öğretmen yetiştirmiştir bu anlamda.
Bir kısmı aramızdan erken ayrıldı.
Lakin adları hala yaşamakta yüreklerde…
Mesela Kilis’in merkez ya da köylerinde uzun süre öğretmenlik yapıp emekli olan ve sonra da Hakk’ın rahmetine kavuşan, amcam oğlu Mehmet Ali Kanmaz, yine rahmetli eşi Hafize Kanmaz, geçtiğimiz yıllarda o da rahmetli olan diğer kuzenim Haluk Kanmaz hep bu meslekten idiler ve şimdi Kilis Asri Mezarlığında ebedi uykularındalar.
Kilis’te yaşayan Haluk abinin eşi Fatma Kanmaz abla da öğretmen emeklisi ve tek evlatları Necdet Kanmaz’da, halen Ankara’da öğretmen olarak yaşamlarına devam etmekteler bugün. Selam olsun.
Yine diğer amcamın torunu, Funda Gül Çelebi Bilgen de Kilis’te bu mesleği icra etmekte.
Büyük amcamın torunu, Neslihan Kanmaz da meslek mensubu aynı zamanda.
Ailedeki öğretmenler bu kadarla sınırlı değil.
İstanbul’da yaşayan bir başka kuzenim Maksude Kanmaz da emekli bir öğretmen.
Eşi Hasan Reçan da, uzun yıllar öğretmenlik yapmış bir kişiydi. Mekanı cennet olsun.
Gelelim Kadirli cenahına.
Kız kardeşim Fatma Delikurt’un eşi, yani eniştem Nuri Delikurt da, Gazi Eğitim mezunu bir Fransızca öğretmeni.
O da yurdun çeşitli yerlerinde mesleğini icra ettikten sonra, Kadirli Lisesinden emekli olmuş biri.
Evlatları, yani yeğenlerim Uğur Delikurt ve Emre Delikurt ile eşi Meryem Delikurt’ta birer öğretmenler aslında ve halen çalışmaktalar.
Bu arada unuttuklarım olduysa da, affola.
Bunları niye yazdım?
Bugünün anısına ve günün önemine dikkat çekmek için.
Diğer yandan günlerini kutlamak, bu vesileyle onları sevgiyle hatırlamak ve aramızda olmayanları da bir kez daha rahmetle anmak için.
Tabi sadece onlara değil, kaybedilen bütün öğretmenlerimize Allah’tan gani gani rahmet dilemek için.
Hayatta olanlara da başarılar temenni etmek için.
Evet, bugün fedakâr ve cefakâr öğretmenlerimizin günü…
Kutlu olsun.
Sevgilerimle…