Kilis’te Erken Ezan (Er Ezan) Okuyan Kemal Hoca
Kilis Tarihi Akcurun Çarşısından Sayfalar
Kilis’te Erken Ezan (Er Ezan) Okuyan Kemal Hoca
Hasan BİTKEN
1950’li yıllarda, yeni kuşağın bilmediği bir “Kemal Hoca’nın er ezanından kalkma” olayı vardı.
Kesikminare Camii’nin yıllarca müezzinliğini yapmış olan Kemal (Tokuz) Hoca; kısa boylu, azimli, üstlendiği görevin kutsiyetini bilen, vefakâr ve fedakâr bir insandı.
Ağcurunlu meşhur (Mantıkçı Büyük Hoca Abdurrahman Efendi ve Abdullah Enveri Efendilerin) Hocazâdelerin torunlarındandır.
O zamanlar televizyon yok, radyo ise her evde bulunmazdı. Her insanın saat taşıma olanağı da yoktu, minarelerde hoparlör sistemi de yoktu. Müezzinler tarafından minarelerin basamaklarından çıkarak günde 5 vakit okunan ezanlar, aynı zamanda insanların vakitlerini de bilmelerini sağlıyordu. Örneğin; Öğle ezanı okunduğunda, gün yarı olmuş kabul edilerek esnaf işi bırakır, namazını kılar, yemeğini yer ve öğle istirahatını yapardı. İkindi ezanı okunduğunda, yevmiye ile inşaatlarda ve tarım işlerinde çalışanlar için çalışma saati sona ermiş kabul edilir ve ikindi ezanı okununca çalışmayı bırakırlardı. Akşam ezanı ise, gündüzün bittiği anlamında, günlük işlerde yevmiye ile çalışanlar ve esnafın çoğunluğu işyerini kapatır, evine koşardı.
Fakat en önemlisi sabah ezanları idi! O zamanlar Kilis evleri çoğunlukla tek katlı (zemin kat) ve toprak damlı idi. Bazı evler zemin kat üzerinde “Tabaka” denilen ve birinci kat olarak yapılan odalardan ibaret idi. Minareler bütün yapılardan yüksekti. Hoparlör sistemi yoktu. Müezzinlerin yüksek minarelerden günde 5 vakit okudukları ezanlar, şehrin her tarafından rahatlıkla duyulurdu. Sabahın sessizliğinde, üç-beş dakika aralıklarla her minareden peş peşe okunan Sabah ezanları, yeni bir günün başladığı anlamındaydı.
İnsanların sabah namazını kılıp, işlerine rahatlıkla başlamaları için müsait zaman oluşurdu. Fakat o zamanlar insan gücüyle yapılan tarım işlerinde çalışanlar, çalışacakları yere yaya olarak giderlerdi ve mutlaka güneş doğmadan evvel yetişip işbaşı yapmaları gerekirdi.
İşte Akcurun halkından olan merhum Kemal Tokuz Hoca; Kilis halkının problemine çare olarak ömrünün büyük bir kısmında, her sabah aksatmadan ve usanmadan, normal sabah ezanından bir saat önce ER EZAN okurdu.
Çiftçiler, zeytinine, bağına, tarlasına gidecek olanlar, diğer erken kalkmayı gerektiren işlerde çalışanlar birbirlerine belli bir saat söylemezlerdi, sadece “Kemal Hoca’nın ezanından kalkacağız haa!” diyerek tenbihatta bulunurlardı.
Kemal Hoca’nın okuduğu Er Ezan, seher vaktinin sessizliğinde, tek kat toprak damlı evlerin üzerinden rahmet bulutları gibi dolaşır, erken kalkmak isteyenlerin “çalar saati” olurdu.
O günlerde bağa, bahçeye, tarlaya gidenler, mutlaka güneş doğmadan önce çalışacağı yerde olması lazımdı. Güneş doğduktan sonra zeytinliğe veya bağa giren işçilere, “Öğle namazını da kılıp geleydin” diye alay ederlerdi.
Kemal Hoca’nın Er Ezan okumasıyla birlikte, cadde ve sokaklarda bir hareketlilik başlardı. At arabaları, traktörler, bağ ve bahçelere götürecekleri işçileri evlerinden alarak, mal sahibinin evi önüne gelirler, burada ihtiyaç görülen zeytin şalları, değnek, zembil ve sırıklar vb. malzemeler alınarak, güneş doğmadan evvel çalışacakları yere ulaşılması sağlanırdı.
Kemal Hoca, okuduğu Er Ezandan bir saat sonra, diğer camilerde okunan normal sabah ezanını da okurdu.
O güzel insan, insanların çalar saati olan bu hizmetini, ömrünün sonlarına kadar severek devam ettirmişti. Allah ondan razı olsun.