Dolar 32,3654
Euro 34,9610
Altın 2.325,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 26°C
Açık
Kilis
26°C
Açık
Cts 27°C
Paz 27°C
Pts 27°C
Sal 26°C

Anneler Günü

Anneler Günü
A+
A-
07.05.2021
877
ABONE OL

Zehra ERASLAN

Merhaba kıymetli okurlar!

“Anne, ana, anacığım…” ne güzel sözcükler, öyle değil mi? İnsanın daha yazarken içini sıcacık bir duygu kaplıyor. Bugün, annelerimize karşı olan duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kıymetli okurlar, insanın bir annesinin olması öyle güzel bir duygu ki; inanın, bu duyguları nasıl kaleme alacağımı bilemiyorum! Bu muhteşem insanları hangi kelimelerle ifade edeceğimi de… Öylesine kararsız kaldım ki saatlerdir düşünüyorum, “Acaba hangi cümleleri kursam da anlatsam annelerin kıymetini?” diye. Zaman zaman kendi çocuklarımızla veya arkadaşlarımızla sohbetlerimizde onlara en çok kimi sevdiklerini sorsak, tereddütsüz aldığımız cevap: “Annemi!” olacaktır. Galiba insanoğlunun hemfikir olduğu tek cevap; “En çok annemi seviyorum” ya da” Beni en çok annem sever” olur.

Annelerimizin bizleri hiçbir karşılık beklemeden sevdiklerinden eminiz. Aslında ne zordur anne olmak! Annelerimiz, dokuz ay boyunca hiç şikâyet etmeden bizi karnında taşır. Bebeğine vereceği ismin, onun cinsiyetinin, dünyaya gelince giydireceği kıyafetlerin hayalini kurar. “Karnındaki bebek sağlıklı mı?” diye tasalanmayı bırakmadan işlerini de aksatmamaya çalışır. Karnındaki kıpırdamaları onu ne çok mutlu eder! Bizler daha dünyaya gelmeden annemiz elini karnına koyup bizi sevmeye ve okşamaya, sevgisini hissettirerek bizimle konuşmaya başlar. Nasıl da heyecanla bekler dünyaya gelmemizi eli öpülesi annelerimiz!

Tüm annelere selamlar, sevgiler olsun.

Biliyorum, maalesef şartlar gereği her kadın mükemmel bir hamilelik geçiremez. Bazılarımız çok iyi şartlarda ve mutlu halde, bazılarımız da hem kötü şartlarda hem de mutsuz bir hamilelik geçirir. Ama bu iki anne adayının da tek düşüncesi karnındaki mucizeyi sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmektir.

Çocuğunun dünyaya gelişi ile annenin yoğun ve zorlu hayatı başlar. Hatırlayın, bu durum hepimizin başından geçmiştir. Ağlayan bir bebek, ocakta pişmeyi bekleyen bir yemek, darmadağın bir ev… İnsan oturmaya bile vakit bulamıyor, öyle değil mi? Hele bir de gece uykusu… Bu yaramazlar bizlere nöbet tutturur sabahlara kadar. Göz kapaklarımız isyan etse de bu minik yaramazlara kızamayız ve uykuyu mecburen ama isteyerek ikinci plana koyarız. Hiç isyan, şikâyet etmeyiz, fedakârlık önceliğimiz olur.

Evlat sevgisiyle dolup taşar yüreğimiz, kocaman kalplerimiz hep çocuklarımız için çarpar durur. Annelik duygusu, eşsiz bir duygudur. Anne ile çocuk arasındaki sevgi bağını kelimelerle ifade etmek imkânsızdır. Çünkü bu, hiç kimsenin kavrayamayacağı çok güçlü bir bağdır. Biz anneler, çocuklarımızın gözlerine bakarak onların hüznünü, sevincini ve sıkıntılarını hemen hissederiz. Eğer evlatlarımız mutluysa, bizler de mutlu oluruz ama eğer mutlu değillerse, işte o zaman yüreğimizde fırtınalar kopar. Mutsuzluklarına çare bulmaya çalışırız. Zira bir annenin evladı için yapamayacağı hiçbir şey yoktur.

Kıymetli okurlar, maalesef birçok anne yaşam şartlarının zorluğu ve maddi sıkıntılarla baş etmek zorunda kalmakta. Çünkü bakmaları, yetiştirmeleri gereken evlatları var. Bu cefakâr annelerin arasında ağır işler yaparak aile ekonomisine katkıda bulunanlar da vardır. Neden, biliyor musunuz? Çocukları için, onların geçimini sağlamak için… Oysa ne çok yoruluyorlardır. Empati kuruyorum zaman zaman. Narin bedenleri ile akşama kadar bu ağır işlerde çalışan annelerin işten gelip evlerinde koşuşturmalarını, çabalamalarını, çırpınmalarını düşününce içimi bir hüzün kaplıyor.

Peki, anneler sizce sadece yılda bir kere mi hatırlanmalı? Bu kadar özel olmalarına rağmen, sadece bir gün mü? Hayır… Bence, her gün bir annemiz olduğu için Allah’a şükretmeli, onların bizler için çabalarının karşılığını vermek ve sevgilerini hak etmek için çırpınmalı, üzerimize düşeni yapmalıyız. Sizce de öyle değil mi?

Biliyor musunuz, onların bizlerden çok fazla beklentileri de yok aslında. Çok şey istemiyorlar bizden. Biraz saygı, hoşgörü ve vefa… Yapmamız gereken şey, en önemlisi de onlara sevgimizi hissettirebilmek. Örneğin, kızım ya da oğlum en keyifsiz günümde bile “Canım annem!” diye sarıldıklarında, inanın dünyalar benim oluyor! Keyfim yerine geliyor ve bir anne olduğum için çok mutlu oluyorum. Böyle güzel bir duyguyu bana yaşattığı için de Allah’a binlerce kez şükrediyorum.

Bu vesileyle başta beni dünyaya getiren canım annemin, beyaz meleğimin, nergis kokulumun anneler gününü de kutluyor, onu ellerinden öpüyorum. Yaşadığımız bu topraklarda vatan için canını feda eden, şehit olan analarımızın, tüm anne adaylarımızın, evlatlarını şehit veren annelerimizin, huzurevlerinde yaşayan, kimsesiz kalan annelerimizin ve annelik duygusuyla evlatlarını topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmeye gayret gösteren annelerimizin de anneler gününü kutluyor, hepsine sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Bu güzel sohbeti o güzel kalpli annelere yazmış olduğum bir şiirimle bitirmek istiyorum.

BEYAZ MELEĞİM

Gözlerindeki sonsuz sevgiyi görünce,

Tüm dünya benim oluyor ANNEM…

Çaresiz kaldığım zor anlarımda,

Beyaz kanatlarını üzerimde hissediyorum ANNEM…

Dünyaya gözümü ilk açtığımda,

Nergis kokun yayıldı burnuma ANNEM…

Yumuşacık ellerinle beni okşadığında,

Kendimi güvende hissettiğim kanatlı meleğimsin benim ANNEM…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.