Atatürk ve Türk Sanat Musikisi
“HEPİNİZ MİLLETVEKİLİ OLABİLİRSİNİZ, BAKAN OLABİLİRSİNİZ, HATTA CUMHURBAŞKANI OLABİLİRSİNİZ, FAKAT SANATKÂR OLAMAZSINIZ. HAYATLARINI BÜYÜK BİR SANATA AYIRAN BU ÇOCUKLARI SEVELİM.”
(Mustafa Kemal ATATÜRK)
Atatürk Türk Musikisine aşina bir lider olup, musikimizin gelişmesine her zaman destek olmuştur. Hatta bestekâr ve ses sanatçılarıyla birlikte meşke katılarak bazı tanınmış şarkıların bestelenmesinde öncülük bile yapmıştır.
Güzel sanatların her dalıyla yakından ilgilenen Atatürk, yapmış olduğu özel toplantılarında, bilim adamlarıyla birlikte sanatçılarında bulunmasına dikkat etmiştir. Hatta bu konuda kimi sanatçılara opera, piyes yapma önerilerinde de bulunmuştur. 1927 yılında Çankaya’da ki bir toplantıda hazır bulunanlara, “HEPİNİZ MİLLETVEKİLİ OLABİLİRSİNİZ, BAKAN OLABİLİRSİNİZ, HATTA CUMHURBAŞKANI OLABİLİRSİNİZ, FAKAT SANATKÂR OLAMAZSINIZ. HAYATLARINI BÜYÜK BİR SANATA AYIRAN BU ÇOCUKLARI SEVELİM” diye konuşmuştur.
Diğer taraftan Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda meşk yapılırken şarkıların makamı ve bestecilerden söz edilmesi, yani O’nun huzurunda musiki sohbeti yapılması, Türk Sanat Musikisi’ne ne kadar değer verdiğini göstermektedir. Buna şöyle bir örnek gösterebiliriz. Atatürk, yine bir meşk sırasında, Giriftzen Asım Bey’in “CANA RAKİBİ HANDAN EDERSİN / BEN Bİ-REVAYI GİRYAN EDERSİN” Uşşak şarkısını, Müzeyyen Senar’a defalarca okutturmuş. Ayrıca Yemen’in acı günlerini simgeleyen “HAVADA BULUT YOK, BU NE DUMANDIR” Hüseyni makamındaki Yemen türküsünü, bu kez Safiye Ayla’ya bir kaç defa tekrarlattırmış. Yine Atamız, bir başka besteci Hacı Faik Bey’in “NİHANSIN DİDEDEN EY MEST-İ NAZIM / BANA SENSİZ CİHANDA CAN NE LAZIM” Rast makamındaki şarkısını da çok beğenmiş. Bu eseri Dolmabahçe Sarayı’nda geçerken, musikinin vermiş olduğu coşkuyla şarkının ikinci mısrası olan “BANA SENSİZ CİHANDA CAN NE LAZIM” yerine “MUHABBET EDELİM UYKU NE LAZIM” diye değiştirerek icra etmiştir.
Büyük Önder, musikimizin usta isimlerinden Bimen Şen’in hemen hemen tüm eserlerini dinlemekten zevk almış ve kendisini de çok sevmiştir. Yine bir gün Dolmabahçe’de yapılan Türk Musiki meşklerinin birinde Atatürk Bimen Şen’e hitaben “ŞARKILARINIZ PEK GÜZEL, ANCAK HEP HÜZÜN İFADE ETMEKTE, ACABA NEŞELİ BİR BESTENİZ VAR MI?” diye sorar. Bimen Şen bunun üzerine oradan ayrılarak yeni bir beste yapmaya başlar. Daha sonra Dolmabahçe Sarayı’na gelir ve Ata’nın huzuruna çıkarak “YÜZÜM ŞEN, HATIRAM ŞEN / MECLİSİM ŞEN, MEVKİİM GÜLŞEN” kürdîlihicazkâr şarkısını icra edince, Atatürk’ün çok hoşuna gider. Böylece daha önce Bimen Efendi diye çağrılan bestekârın soyadı ŞEN ile iltifatlandırılır.
İşte, 10 Kasım 1938 yılında aramızdan ayrılan Mustafa Kemal Atatürk’ün 76. ölüm yıldönümü münasebetiyle, Türk Musikisi’ne vermiş olduğu büyük sevgi ve desteklerinden dolayı onu kutluyor ve rahmetle anıyorum…
Hoşça kalın.