Atatürk’ü Doyasıya Ondan Dinledik
Nejat TAŞKIN
HOŞ GELMİŞLER OLA: “UTKU ERIŞIK”
Maltepe Belediye Başkanlığının özenle yaptırdığı Prof. Dr. Türkan Saylan abidesinin salonlarından biri olan Kardelen-1 salonunda, Cumhuriyet Kadınları Derneği; Maltepe Şubesi’nin organizasyonu ile toplanmış bulunuyoruz. Burada, bu güzel ortamda daha çok ilköğretim çağındaki çocuklarımızın ve velilerinin bulunduğu, işte bu güzel Atatürk yorumcusu ve hayranı sevgili ve samimi insan Utku Erışık’ı dinlemeye hazırlanıyoruz. Cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle kaynaşan bu salonda, Atatürk’ü böylesi güzelliklerle anlatan birinden dinlemek ve onun kurduğu Cumhuriyeti yaşamış olmak, elbette çok büyük bir ortamın düşünülmesi demektir. İşte biz o gün bu ortamı yaşayarak bu Cumhuriyetin güzelliğini ve bu Atatürk’ ün faziletli, vatansever, duygularını bir kere daha tam yerinden seyrederek izledik.
Sevgili dostum Sayın Hasan Çalıkuşu’nun çağrısı ile arkadaşım Hamdi
Çeteci ile birlikte katıldığım bu gösteriyi izlerken bazı yerlerinde herkesle
birlikte çılgınca alkışlar tuttum ve bazı yerlerinde de gözyaşıma engel
olamadım. Çünkü bütün seyirciler hem ağlıyor ve hem ağlatıyorlardı. Elbette bütün seyirciler o, anı yaşıyor ve yaşanan bu an içinde Atamıza dil uzatanları kınamak için çılgınca alkışlarıyla sevgili Utku’nun söyleşililerine katılıyorlardı.
O; Utku Atatürk derken, gür ve heyecanlı sesiyle bir güzel insanın azametini ve sorumluluğunu dile getirirken doğrusu insanın heyecanlanma
hâkim olması mümkün değildi. Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin bu gün geldiği bu noktada verdiği yüzbinlerce şehit ve kahraman Türk anasının büyük mevcudiyeti ve hürriyet için şahlanan bir ülken halkının büyük bir direniş ve kurtuluş hareketi vardı. Bu hareketi, bu sahnelerde izlerken, o günlerin acımasızca saltanatını sürdüren, padişahını ve halkına kendi refahı
için bütün acımayı reva gören bu saltanatın geri kalmışlığını izleme olanağı
bulmuştuk.
Hele Türk anasının cepheye kucağındaki çocukla mermi taşırken kar ve tipi altında can verişini ve daha acısı ve elemi kucağında ki çocuğa satması
gereken kazağını, taşıdığı mermi ıslanmasın diye mermiye saran ve mermiyi cepheye sağlam götürmek için yolu çıkan anayı ve cepheye erzak taşıyan araba öküzlerinin yolda kalması ile bu arabaları cepheye çeken anaların en büyük fedakârlığını bir kere daha bizlere yansıtma olanağı bulan, bu geniş sahne ortamında Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkması ile doğan güneşin kurtuluş güneşi olarak bu vatan sathında doğuş büyüklüğünü izlerken, hâlâ o anı yaşıyor ve bu satırlar arasında bu Büyük Türkiye Cumhuriyetini Atatürk ve arkadaşlarına borçlu olduğumuzun heyecanını bir kere daha yaşıyorum.
İzmir’in kurtuluş günlerinde işgal kuvvetleri Komutanlarını toplayan Gazi
Mustafa Kemal Atatürk, onlara tek kelime ifade ediyor: ’’Sizleri esir
almayacağım. Memleketlerinize göndereceğim. Kordun boyunda bulunan
gemilerinize binerken, rıhtımda dalgalanan Türk Bayrağını tek sıra halinde
yürüyerek, selamlayacak ve gemilerinize bineceksiniz.” Bu emri alan esir
komutanlar, hemen tek sıra halinde, rıhtımda dalgalanan o Türk Bayrağını
selamlayarak gemilerine binip ayrılırken, bu ulusun ölmez lideri Kahraman
Mustafa Kemal Atatürk bu büyük Vatanın kurtuluşunda ki o attığı imzanın
heyecanını bir kere daha yaşıyor ve ulusuna yaşatıyordu.
İşte bu ülke, bu büyük liderin bu batmayan güneş hırsı, içinde bu günlere
taşındık ve ilelebet yaşama, büyüme sözü verdik.
O gün merhume Prof. Dr. Türkan salonlarında, bu Büyük Türk Kadınını da
rahmetle ve saygı ile anmak olanağını da bulduk, çılgınca alkışlar vardı, o gün o salonda. Yedisinden yermişine her kesim ayakta alkışlıyor ve bu Büyük Türkiye Cumhuriyetini ve onun Atasını bir kere daha coşku ile selamlıyordu.
Benim güzel insanım Utku Erışık, sizin verdiğiniz bu ışıkta çok önemli ve değerli. Mümkün olsa da bu ülkenin her karışında adım adım dolaşarak bu büyük Atatürk’ü o gür sesinizle anlatsanız. Ne olur, biliyor musunuz, onu hâlâ anlamakta inat edenlere büyük bir kaya parçası halinde Atatürk’ ün bu büyük Cumhuriyeti çarpar ve ders olur.
Teşekkürler sana ve teşekkürler, Maltepe Belediyesi’nin bu büyük ve anlamlı girişimine. İyi ki varsınız da, Atatürk’ü unutturmak isteyenlere bir büyük ders olarak karşılarına dikiliyor ve diyorsunuz ki:
ATATÜRK’Ü VE BU BÜYÜK TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ İYİ ANLAMAK VE ANLATMAK LAZIMDIR!