Atatürk’ü Hep Sevmeliyiz…
Nejat TAŞKIN
“Ben Atatürk’ü sevmeyenleri de sevmem…
O bir insan değildir bizler için… Bir ilkedir, bir idealdir bir rejimdir, bir ülkedir, özgürlüktür, bağımsızlıktır, medeniyettir…
Biz hepsine birden Atatürk deriz…
Bu yüzden dilimizden düşmez…”
Yazar Sayın Bekir Coşkun’un Sözcü gazetesinde yayınlanan bir köşe yazısında yola çıkarak ondan aldığım bir kısa cümleyi yazıma ekleyerek Atatürk’ü hep sevmeliyiz ve sevdirmeliyiz diyorum…
Zira Atatürk bu ülkenin mihenk taşıdır. Atatürk’le birlikte Cumhuriyeti, demokrasiyi, bayrağı ve laikliği de sevmeliyiz. Tarafsınız ve partiniz ne olursa olsun mutlaka Atatürk dendiğinde daima düşünmeniz beklemeniz ve bir asra yakın zaman dilimine yaklaşan Cumhuriyeti görmeniz gerekir. Onun heykellerini yıkmakla onun vecizelerini güzel duygularını kaldırmakla hiçbir iş yapmış olamayız. Çünkü o Cumhuriyetin rehberidir.
Bu ülkenin bağımsızlığının işaretidir. Onu mecburiyetinden değil inandığımız için severek ve biz sevdiğimiz gibi bizden sonraki nesillere sevgi dolu mesajlarla emanet edeceğiz.
Atatürk’ü her vesileyle ve her ortamda örnek almalıyız. Çünkü o bu ülkenin Cumhuriyetin bu noktalara taşınmasın en büyük rolü oynayan emsalsiz bir liderdir. Eğer bugün kadın hakları ve demokrasi diyorsak onun ve onunla birlikte hareket eden arkadaşlarının büyük emekleri ve mücadeleleri olduğunu unutmamalıyız ve asla ve asla unutturmamalıyız.
Atatürk dendiğinde bu ülkede Türklük kimliği altında yaşayan Kürt’ü ile Arap’ıyla, Alevi’si, Sünni’si ve gayrimüslimi ile ona saygıyı ve sevgiyi bir mecburiyetten değil bir inanıştan doğan içimizden gelen özveri duygusuyla yapmalıyız. Onu sevmeliyiz ve her vesileyle sevdirmeliyiz. Onun duyguları onun Türk gençliğine emaneti olan bu Cumhuriyet ve eserlerini daima anlatıp yaşatılmalı ve ona olan sevgimin sonsuz derecesi her vesileyle işaret edilmelidir.
21 yaşında iken, O’nun 1953 yılında Etnografya Müzesinden Anıtkabir’e taşınan tabutu arkasından üç saat yürüyen biri olarak onu daha çok sevmenin her gün biraz daha katlanarak büyüdüğünü gördüm ve yaşadığım için çok mutluyum…
Her vesileyle, her yönden onu daha çok seviyorum ve ona olan bağlılığını hep tekrarlıyorum. Bugün dalgalanan Türk bayrağının ay yıldızlı gölgesi altında ilelebet bir Türkiye Cumhuriyetini yaşanması varlığı için hep dua ediyorum onun için sevgili öğretmenlerim kıymetli eğitimciler sayın politikacılar hedefiniz ve koşullarınız ne olursa olsun Atatürk sevgisini her vesileyle onun eseri olan Cumhuriyeti anlatarak söyleyiniz gösteriniz ve Atatürk sevgisini bir zorlamayla değil bir içten gelen duygu ile anlatınız.
Fırsat buldukça İstanbul Şişli semtine çocuklarınızla ve öğrencilerinizle gelme imkânı bulursanız onun Şişli’deki 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkmadan önce bıraktığı evi görünüz.
Bir basit karyola…
Bir sigara izmaritli tabla…
Birkaç kravat ve bir terlik…
İşte Atatürk ve işte onun bize bıraktığı Cumhuriyet o halde onu daha çok sevecek ve sevdireceğiz. O bir meşaledir ve ölümsüzdür…