Aymazlardan; Müstesna Aymaza Cevap

Nejat TAŞKIN
Sayın doktorum sizin eleştirilerinize cevap hakkını kullanarak bu yazıyı yazmaya bir ara hiç düşünmedim. Çünkü bir köşe yazımda tıp adamına böyle kelimeyi kullanmak istemezdim. Ama ben yazı hayatımın 60. Yılında sizin ağırlığınca yazı yazdım. Sizin yazınızda isim vermemişsiniz ama arife tarif gerekmez düşüncesinden yola çıkarak bu yazıyı yazmak cesaretini duydum.
Siz benim ve diğer arkadaşlarımın yazılarını hiç okumadan eleştirmişsiniz. Birkaç isim üzerinden yazmaya bir başkasının ifadesiyle kaleme almışsın ama 6 yıllık tıp tahsilinizi yaparak hastalarınızda böyle eleştiriyor, hakiki aymazlık içinde hastalarınızı muayene ediyorsanız, yaptığınız teşhislerde hata bulmadan hatasız bir neticeyi bulmamak mümkün değildir.
Ben Ahmet Barutçu’yu kısa pantolon giydiği günlerden tanırım. Siz bilmem Kent Gazetelerinin esas sahibini Nuri Günal merhumu bilmem tanır mısınız? Tek sayfa çıkan Genç Kilis gazetesine yıllarca yazı yazdım ve daha sonra merhum Sayın Şinasi Çolakoğlu ile tanışarak yazı yazarak bu günlere taşındık. 84 yaşındaki bir yazar olarak Kilis Gaziantep Pendik ve daha birçok mahalli gazetelerde her gün yazı yazdım ve yazmaya da devam ediyorum. Gözlerimde oluşan sarı nokta hastalığı sebebiyle bazen aksamış olsa da bütün hayatımı bu yazılara adamış biri olarak hiçbir zaman aymaz olmadım ve kimseye de aymazsınız demedim ve demek isteğini de asla düşünmedim.
Yazınızda bahsettiğiniz bütün isimlerle tanıştım veya el sıkıştım. Hele merhum Seyfettin Başcıllar’la her zaman her yerde Amerika dönüşlerinde buluştum ve konuştum boynuna sarıldığımda çok güzel ve tebrike şayan mesajlarda aldı, Ben Sayın Ahmet Barutçu’yu çok severim, o da beni çok sever. Kent Gazetesinde ikinci sayfasının alt taraftaki sayfa köşesine bakarsanız benim yıllardır onunla olan samimi havamı daha iyi anlarsınız. Onun hastalık dönemine rastgelen bu yazınızı bizzat görmüş olsaydı asla müsaade etmezdi. Gözünden kaçmıştır, yoksa asla yer vermezdi. Ziyan yok, 60 yıllık yazı hayatımda bir ilke rastlamış olduk. Bu da bizim için orijinal, değişik bir olaydır.
Gelelim Sayın Faruk Elhan’a. Siz onu eleştirmeden evvel madem Ankara’dasınız onu arayıp sorsaydınız evini ziyaret edip emekli ikramiyesi ve maaşıyla kurduğu bu Kilis arşivini inceler, onun parayla pulla ilişiğinin olmadığını anlardınız. Kilis Vakfı kendisine tek kuruş ödememiş olup, bu iki ciltlik Kilis Ağzı kitabını sadece baskı masrafını üstlenmiştir. Kilis Ağzı kitabına tam 10 yılını vermiştir. Kilislileri yaşadığı her yöreyi dolaşarak, köy köy, kasaba kasaba inceleme yaparak bu kitapları meydana getirmiştir. Evet, 250 yıllık mantık kitapları vardır çünkü Kilis mantık şehridir aymazlar değil, Kilis’ten mantıklı insanlar çıkmıştır. Elbette bu kadar çalışmasının hakkını istemek hakkı da maalesef isteyememiştir ve hep arka planda kalarak mahrumiyetler içinde işte sizin gibi bir okurun kalemine takılarak itham edilmiştir. Umarım maksadım tarafınızdan anlaşılmıştır. Sizden tek beklentim, bizleri bir yana bırakarak Faruk Elhan’dan özür dilemenizdir. Çünkü o, bu gibi tenkitlere dayanamaz, kahrolur. Çünkü bunları o da hak etmemiştir. Onu tanımanızı isterdim, o zaman kendisine hak vererek ve bu güne kadar tanımadığınız ve tanışmadığınız içinde Kilisliyim demeyi hak etmemiş olursunuz.
Elbette çok tanınmış bir aileye mensup olduğunuzu verdiğiniz sicilden anladığımı ifade etmek isterim. Ben de bir profesör doktor olan bir evlada sahip babayım ve Kilisli doktor merhum Muhittin Sağlık’ın damadıyım. Asker kökenliyim, askerlik hatıralarımı zaman zaman yayınladığım için çok mutluyum. Çünkü şerefli Türk Ordusunda 30 yıllık bir hizmetten sonra 35 yıldır da eğitime gönül veren Kilisli hemşerilerimle birlikte Kilis Vakfı Örgenci Yurdu’nda genel sekreter olarak hizmet vermekteyim. Bizleri tanımak istersen başta eğitim gönüllüsü Başkan Yaşar Aktürk ve arkadaşlarını tanı ve gör bak Kilis İlinden gelen her yıl onlarca öğrenci karşılıksız hizmet alarak yurtla kalmakta ve yüzlerce kız erkek öğrenci de yine karşılıksız burs almaya devam etmektedir. Bu gönüllüleri tanı ve ondan sonra Türkçeden daha güzel kelime var ama yine de sen bilirsin. Daha gençsin, bazı konuları zamanla tanıyacak, biraz olsun bize hak vereceksin. Hoşça kal tanımak ve tanışmak istersen kapımız her görüşe açıktır sevgili ve saygın doktor hemşerim…
Ziyanı yok, bu vesileyle bir hemşeri tanımış olduk ve mutlu bir imza attık…