Kele yavrum, niye yimez bu uşaklar

Bıkbıkiyye’yi ben anlamorum

Sebah pazarından aldım Kilis balcanını

Mis kimi kokor tamatesler de

Yeğin acıymış kele aldığım biber

Şele koklayım dedim burnumun ucundan

Anam ciğerime indi acı kokusu

Zordan taşıdım torbaları eve

Azıcık soluklandım bir tas su içtim

Fırıncının uşağını çağırdım

Verdim balcanları eline

“Oğlum lokum kimi pişirin” dedim

Anam pişirim de horanta yisin bıkbıkiyeyi

Turpdan, zammutnan, turşuynan

Uşaklara dedim “Bıkbıkiye yiyiciniz”

“Bee biz yimezik” deyip sokrandılar

De yeriyin “Çalkamayın beni”

“Akşama yiyiciniz bıkbıkiyeyi”

Fırından sıcak geldi balcanlar

Barmaklarım yana yana soydum kabıklarını

Ufak ufak doğradım soğanları

Bitmor kele bu acı soğan da

Gözlerim kör olucu her doğradığımda

Biber de acı zatan doğrarken ellerim yandı

Bereket, tamates doğrarken sovuttu elimi

Zeyt koydum tavaya, attım biberi soğanı

Bişince duz, karabiber koydum

Aman kele unutordum samırsak koymayı

Tamatesler de bişince

Ezdim koydum samırsağı

Sıra balcanlara geldi

Baktım ki mecmeaya

Kele balcanların yarısını lop lop yimişim

Tahtanın üstünde birez tıktıkladım,

Attım balcanları kazana

“Bık bık bık” deyi kaynayınca

Söndürdüm hemen ocağın altını

Serdim sufrayı, koydum sehanlara

Behtenezleri de doğrayıp yaydım üstlerine

Horanta doluştu sufranın başına

Önce sokranıp “yimezik” dediler

Sonra sıcak dırnaklı ekmekten ver ettiler

Neşel de güzel olmuşdu anam dadı

Üstüne gelin hanım çay bişirdi içtik…

Yidik içtik hoşa geçtik!

Zehra ERASLAN (Adana)