Bir Seçim Anısı…

Şenel ÖZKÖSELER
Pazar günü gidip demokratik hakkını kullanıp, oyumu verdim. Hayırlısı olmuştur inşallah.
Her oy kullanmamda aklıma gelen birkaç anı beni hep gülümsetmiştir.
Bilindiği gibi, eskiden oy kullanmak için 21 yaş sınırı vardı.
1969 seçimlerinde sandık başında görevim de yoktu. Şehirden bir okul müdürü görevlendirilmişti. Sandık okulda, hem de köyün öğretmeni olarak orada hazır bulunuyordum. Seçim sorunsuz ilerliyordu. Öğleye doğru oldukça yaşlı bir adam oğlunun eşliğinde okula geldi. Adam, içeriye beraber girip babasının yerine oy kullanmak istiyordu.
Köylüler hemen itiraz ettiler. “Sandık başkanı kimse boşuna tartışmasın ben müsaade etmem” dedi.
Her kafadan bir ses çıkıyordu. Sonunda yaşlı adamla benim girmeme karar verirdi. Ben hayatımda ilk oyu başkasının yerine kullanmış oldum. İki yıl o köyde kaldım ne kadar sorulsa da kesinlikle kime oy verdiğimi söylemedim.
Asıl mesele oylar sayıldıktan sonra çıktı. Köyün muhtarı bağımsız bir milletvekili adayına söz vermişti bizim köyün bütün oyları sana diye. Ama o bağımsız adaya bir tek oy çıktı o da kendi oyu. Kime sorsa ben ona verdim diyordu.
Muhtar ona buna çatmaya başladı niye oy vermediniz söz verdiniz bir tek oy olur mu? Ben söz verdim diye öfkelenmeye başladı. Bana da demez mi siz niye vermediniz? Bana başkasının oyuna niye müdahale etmediğimi soruyor? Ben, oy benim değil müdahale edemem, oy benim olsaydı da siz müdahale edemezsiniz dedim. Gittikçe laf kızıştı iş köylülerle kavgaya dönüyordu. Sonunda dayanamadım muhtara dedim, “Senin evinde kaç oy var?” Üç oy varmış; kendisi, eşi, annesi. “Peki” dedim “niye bir oy çıktı? Sen bize hesap soracağına git annene, eşinde sor bakalım niye vermemişler!” Ben öyle deyince hemen sesi kesildi. Doğru eve gitti.
Onlara da sormuş aynı soruyu annesi “keyfim kime istediyse ona verdim sana ne!” deyip kestirip atmış. Eşine soramamış bile böylece bir daha konu açılmadı.