Bir Zamanlar Vicdan, Şimdi Cüzdan!…
Sabahattin YARAR
“KENDİ VİCDANINIZDAN HİÇBİR ŞEYİ GİZLEYEMEZSİNİZ.” (Anton ÇEHOV)
Bu çok güzel ve anlamlı sözü, yazımızın baş tarafına aldıktan sonra, vicdan kelimesinin anlamından da söz edelim öncelikle. Çünkü vicdan bugünlerde anlamı dikkate alınmayan bir sözmüş gibi görülmeye başlandı.
Vicdan; kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç, olarak tanımlanmaktadır. Anlaşıldığı gibi, kişinin tamamen kendini ilgilendiren bir sorumluluğun dile getirilmiş halini ortaya koymaktadır açıklamalar.
Bu önemli yaratılış özelliği, yaşamın hemen her alanında geçerli bir kural olarak dikkate alınması gereken davranış şeklini oluşturur. Öyle ki, günlük kelime dağarcığımızın önemli bir bölümü vicdan kelimesi ve türemişleri ile doludur. Vicdanen, vicdani, vicdanlı, vicdansız, vicdansızca, vicdansızlık kelimeleri, yeri geldiğinde çok önemli anlamlar ifade ederler.
Gerçek olan, ÇEHOV’un dile getirdiği söylemdir. Yaşayan hiçbir canlı yoktur ki, yaptıklarını, davranışlarını, suçlarını, sevaplarını kendi vicdanından gizleyemez. Aradan yıllar, ömürler geçse, vicdanın sesini hep duyar, kendini yargılar ve sonuçlarını hep düşünür. Çok sorumsuz ve duygusuz olmanın dışında, her insan, vicdanın gizlenemez gerçeklerini kendi içinde ve ruhunda duyar.
Ulu dinimizin inanç ve uygulamalarının büyük bir kısmının, insan vicdanının içerisinde olduğu gerçeğini yadsımak olanaksızdır. Vicdana sığmayan davranış ve uygulamaların, günahkârlıkla, günah işlemekle eş anlamlı olduğu kanısındayım. Vicdana sığıp sığmama yorumu da, uygulamanın sahibinin kendi sorumluluğundadır. Zengin, fakir, amele, memur, esnaf, sanatkâr, din adamı yaptıkları işlerden (amellerinden) vicdani sorumluluk duymuyor, gönül rahatlığı içinde ise, hiçbir sorun yok demektir.
Bir zamanlar her olayın başında ve sonunda, vicdan dikkate alınır, vicdani rahatlık en önemli unsur olarak değerlendirilirdi. Vicdansızlık ve vicdansızca kelimelerinin muhatabı olmaktan sakınılırdı. Yaşamın her dalında, evde, sokakta, işyerinde, ticarette devamlı karşı karşıya bulunduğumuz vicdani sorumluluğumuzun, toplum huzuru ve gelişmişliği ile de yakın ilgisi vardır. Yapılan her davranış ve işlemin insan vicdanına yüklediği bir büyük sorumluluk vardır. Dini sorumluluklara kadar uzanan bir insan üstünlüğüdür vicdan…
Uzun uzadıya yazıp çizmek yerine, şöyle bir çevre incelemesi yapmamız, vicdan ve vicdansızlık konusunda bilgi sahibi olmamıza yeterlidir sanırım. Yorum yapmadan, günlük yaşamın içinde her konuda karşılaşılan olaylar, uğranılan haksızlıklar, vicdanın ne olduğunu, kimin dürüst ve vicdan sahibi olduğunu zaten ortaya koyar. İster yönetimimiz, ister yaşam sürecimiz, son zamanlarda nerelere gelmiş, neler oluyor, vicdansızlık nedir sorularını cevaplar sanırım. Vicdansızlığı yapanlar da bu uygulamaları hiçbir zaman unutmaz, olanları vicdanlarından silemezler ölüp gidinceye kadar…
Yazık ve acılı olanı, vicdan ile cüzdan kelimelerinin anlamlarının yer değiştirmiş olması. Hâlbuki inanan dürüst insanların günahsız yaşamaları, vicdanları ile doğru orantılıdır.
Yeniden buluşalım…