Dolar 36,2230
Euro 38,0113
Altın 3.367,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 11°C
Parçalı Bulutlu
Kilis
11°C
Parçalı Bulutlu
Cum 11°C
Cts 12°C
Paz 13°C
Pts 13°C

Birileri Ya Dosttur Ya Düşman

Birileri Ya Dosttur Ya Düşman
A+
A-
30.09.2019
483
ABONE OL

Uğur KEPEKÇİ

 

Suriye’de yıllar önce başlayan Arap baharı fitnesine dâhil olduğumuz günden bu yana; başımız bir türlü beladan kurtulmadı.

Milletimizin dini duyguları ve merhameti istismar edilerek, Muhacir-Ensar kardeşliği teması işlenerek; Suriye’den gelen göçlere zemin hazırlandı. Ülkemiz baştanbaşa Suriyeli göçmenlerle doldu. İktidarın feryadına bakılırsa, ekonomik ve sosyal açıdan bu işin daha fazla yürütülemeyeceği meydana çıkmıştır. Güvenli bölge arayışları ve gayretleri, sözün bittiği noktayı işaret ediyor.

Arap baharı süreciyle beraber, Suriye meselesinde taraf olmanın ne kadar yanlış olduğunu bilmeyen, görmeyen kalmadı. İktidar sahiplerinin inadı, haklı olduklarını göstermez. Bir işin başarısı, o işteki kâr ve zararla ölçülür. Bize hiçbir yönden fayda sağlamayan bu işin, toplumun her tarafında zararları görülmeye başlamıştır. Ekonomik, siyasi ve kültürel zararlarını anlamak için yıllar, asırlar beklemeye gerek yoktur; mızrak çuvala sığmıyor.

Ankara’da Rus, İran ve Türkiye adına liderlerin katılımı ile gerçekleşen Suriye görüşmelerinde bu konular enine boyuna görüşüldü. İran ve Rus liderler; ABD’nin bölgede bulunma hakkının olmadığını, Esad rejiminin değişmesini hayal edenlerin fikirlerinin iflas ettiğini dile getirdiler.

Özellikle Suriye konusunda Türkiye’nin, sağlam bir duruş sergilemediğine şahit oluyoruz. İktidar sahipleri ve diğer siyasiler her fırsatta ABD’nin bize düşman tavır sergilediğini dile getirdiği halde; ABD ile dost ve müttefik olarak omuz omuza yürümeye devam edilmektedir. “Birileri ya dosttur, ya düşman”. Dostluğun ve düşmanlığın bir arada olması mümkün değildir.

Güvenli bölge çalışmalarıyla, ABD ile Türk askerini birlikte hareket ettirenler, ABD’nin terör örgütleriyle birlikte hareket ettiğini görmezden mi geliyorlar? ABD bizimle göstermelik devriyede; teröristlerle mevzide, eğitimde ve silah yardımında hiçbir yardımı esirgememektedir. Bu akıl tutulmasından başka bir şeyle izah edilemez. Safımızı devlet çıkarlarına göre değil, birilerinin aklına göre sürdürmenin bedelini çok ağır ödemekten korkuyoruz. Allah korusun.

Görünen bir gerçek var ki; devlet ve millet olarak tarihte yaşamadığımız kadar karanlık ve sorunlu günlerden geçmekteyiz. Hâlimiz, dümeni kırılmış, dalgaların insafına bırakılmış; bir o yana, bir bu yana savrulan bir gemi vaziyetini arz etmektedir.

Düşmanlığını her şartta belli eden, ABD ile müttefiklik kabul edilebilir bir şey değildir. Hâlbuki “Devletlerin dostlukları yoktur, biri biriyle menfaat ilişkileri vardır.” Dünya kurulduğunda bu yana gelişen ve yaşanan olaylar buna şahittir. Hele de kültürel ve bölgesel çıkarların çatıştığı ülkelerle ilişkiler, ancak onun şerrini bertaraf etmek amaçlı olmalı, dostluk ilişkilerine asla girilmemelidir.

Aleyhimize gelişen olaylardan kurtulmanın yolu; dost, düşman, müttefik, tanımları yeniden gözden geçirilmeli, kendi çıkarlarımız dışında asla kimsenin emellerine hizmet edilmemeli; varsa,yoksa kendi milletimizin ve kendi devletimizin çıkarlarını üstün tutmalıyız. Aksi takdirde, yok olur gideriz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.