Dolar 33,9990
Euro 37,5232
Altın 2.752,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 31°C
Az Bulutlu
Kilis
31°C
Az Bulutlu
Çar 31°C
Per 33°C
Cum 33°C
Cts 31°C

Bu Oyuna Gelmemeliyiz

Bu Oyuna Gelmemeliyiz
A+
A-
04.02.2015
448
ABONE OL

M.Yahya EFE

Sevgili okurlarım, yeryüzünde yaratılanların en mükemmeli ve en şereflisi insandır. İnsan gerek fiziki gerekse kalbi özellikleriyle varlıkların en üstünüdür.

İnsan olarak, günümüzde barış, huzur ve güvene hasretiz.

Bir açılımdır, çözüm sürecidir tutturduk gidiyoruz.

Neyin açılımı, neyi çözeceğiz, neden çözemiyoruz? İçeriğini bilen yok.

Herkes bu konuda konuştuğu zaman mangalda kül bırakmıyor.

Önüne gelen barış, huzur ve güvenden bahsediyor ama iş uygulamaya geldiğinde sözler hep havada kalıyor.

Sosyal ve sorumlu birer varlık olan insanların topluluklar halinde yaşamaları kaçınılmazdır.

Bu insanın tabiatının gereğidir.

Onun için insan etrafındakilerle iyi geçinmek, iyi ilişkiler içerisinde bulunmak ve onların haklarına saygılı olmak mecburiyetindedir.

Bunlar, hayatta huzurlu ve mutlu yaşamanın kaçınılmaz şartlarıdır.
Huzur ve güven toplumu olabilmenin şartı da, barış içinde birlikte yaşamaktır.

Geçmişimize baktığımızda; Türk milletinin toplumsal barışın ve bir arada yaşama kültürünün asırlarca mimarı olduğunu görürüz.

Asırlar boyu farklı din, dil, mezhep ve etnik kökene mensup toplumları bünyesinde barındırmıştır.

Milletimizin bin yıllık bir arada yaşama kültürü çatışma ve ayrışma üzerine değil, barış ve birlikte yaşama anlayışı etrafında şekillenmiştir.

Türk milletinin bu bin yıllık kardeşliğimizden rahatsız olanlar var.

Ve bunlar boş durmuyorlar.

Ülkemizde toplumsal huzursuzluk ve çatışma alanları oluşturarak, bu kardeşlik bağlarımızı bozmak istiyorlar.

Oldukça tehlikeli bir ayrışma ve farklılaşma zeminine çekmeye çalışanlar var.

Bunlar, toplumsal huzursuzluk ve çatışma alanları oluşturarak, kardeşlik bağlarımızı koparmaya çalışıyorlar.

Onun için hepimize büyük görevler düşüyor.

Hepimiz toplumsal barışı ve birlikte yaşamamızı zedeleyici hareketlere karşı tedbirli ve uyanık olmalıyız.

Karşılıklı sevgi ve saygı, karşılıklı anlama ve anlaşılma kültürünü hayatımıza hâkim kılmalıyız. Bunun için de, bir birimize karşı sevgi ve saygı çerçevesinde; adaletli, yapıcı, kaynaşmayı ve paylaşmayı bilen insan olmalıyız.

Günümüz Türkiye’si kalkınma hamlesini başlatmış ve bu yarışta oldukça mesafe kat etmiş bir ülkedir. Böyle bir ülkenin vatandaşları olmaktan gurur duymaktayız.

Din, dil ve mezhep farkı gözetmeden barış içerisinde yaşamasını bilmeliyiz. Barışa ve demokrasiye ihtiyacımız var. Karanlık hain güçler bizleri iç savaşa, kardeş kavgasına sürüklemek istiyor.

Bu oyununa gelmemeliyiz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.