Mehmet KILIÇOĞLU

Köyümüzde yılbaşılar için özel bir eğlence, kutlama olmazdı. 1950-60’lı yıllarda radyo en önemli haber alma ve eğlence kaynağıydı. Köyümüzde üç beş ailenin radyosu vardı. Büyük pilli, lambalı, damda direkleri olan radyolar. Yılbaşı gecesi erkekler daha rahat edecekleri radyolu bir evde toplanırdı.

Ev sahibi, çay demler, üzüm, pestil, ceviz gibi doğal çerezler çıkarırdı. Saat on ikiye kadar radyo fazla dinlenmezdi. Eğer varsa bir iki türkü dinlenirdi. Nezahat Bayram, Muazzez Türüng gibi sanatçılar çok sevilirdi. “Kışlalar doldu bu gün, Erzurum dağları kar ile boran ya da Ezo Gelin” türküleri çok sevilenlerdi. Zeki Müren ve diğer Türk sanat müziği sanatçıları fazla tutunmazdı.

Bileti olan beş-on kişi, gece saatin on iki olmasını heyecanla beklerdi. Tam on ikide kazanan bilet numaraları okunurdu. Ama radyoda bir cızırtı, bir karmaşa olurdu. En sonunda amorti çıkan rakamları biletlerinde ararlardı. Bir yılbaşı gecesi böylece biterdi.

Bu güzel insanlar için geçen yıl da gelen yıl da çok fazla bir şey ifade etmezdi. Sağlıklı iseler, çift sürecek öküzleri, atları varsa her şey yolundaydı.

1980′lerde TV’ler daha ön plana çıktı. TV’lerin yılbaşı geceleri farklı eğlencelerle dolmaya başladı. Türkü, şarkı, kısa skeçler… Herkes evinde bu eğlenceleri izleyerek yılbaşını kutluyordu. Elbet para babaları gazinolarda, tellerde istediği gibi eğlenceler yapıyordu. 12 Eylül-1980 darbesi ile bir de yılbaşı gecesi tam saat 12′de dansöz oynatma başladı. Hem de devletin TRT’sinde. Uzun süre yılbaşı gecelerinin aranan dansözü Nesrin Topkapı’ydı. Herkes dikkatle N. Topkayı’yı izlerdi. Sonraları, Burçin Orhon ve diğer dansözler ortaya çıktı.

Geldik bu güne. Artık Piyango ön planda… Eğlenceler ise, yurt içi ve yurt dışına taştı. Yılbaşılar bir alışveriş çılgınlığına dönüştü. Halk, geçim ve sağlık derdinde. Sağlıklı, huzurlu yıllar olsun.