Çocuk Masalları Derleme… Leylek Adam
Şenel ÖZKÖSELER
Yıllar önce uzak diyardan birinde küçük bir köyde bir aile yaşarmış.
Anne baba, bir kız, bir de oğlan yoksul ama mutlu yaşarlarmış.
Bir koyun, bir keçi, sadık bir köpekleri, minik bir kedicikleri, bir de bahçelerinin bir kısmına ektikleri sebzelerden başka gelirleri de yokmuş.
Köyün de imkânları kısıtlıymış. Herkes kendi bağını bostanını ekip biçiyor, işçiye ihtiyaç duymuyormuş.
Başka şehirdeki zenginliklerin duyan adam çalışmak için gitmek istemiş
Bir sonbahar günü ailesine veda edip yola çıkmış ama vasıtası yok zorlanıyormuş. Bir çeşme başında birkaç lokma yiyip uykuya dalmış.Rüyasında göçmen leylekler kendi aralarında konuşuyormuş.
-Şu adam çeşmenin suyu ile yıkansa bizim gibi leylek olur gittiğimiz yere beraber gideriz yanına çeşmenin suyundan alır gidiş ve dönüşte o suyu kullanır. İnsan olup çalışır, leylek olup evine döner, çeşmede yıkanıp insan olur demişler.
Adam kan ter içinde uyanmış yahu demiş ne garip bu rüya. Ama içine kurt düşmüş ya doğruysa denemeye karar vermiş. Çeşmenin başına gidip başına sular dökmeye başlamış gerçekten de birkaç dakika sonra kanatları kocaman bir leylekmiş hemen tekrar yıkanıp insan olmuş, leylekler doğru söylemişler demiş yanındaki su matarasını çeşmeden doldurmuş boynuna asmış çeşmede yıkanmış leyleklerle beraber göç yolunu tutmuşlar.
Gerçekten gittikleri yerde bol para kazanmış dönüşte mataradaki suyun kalanıyla yıkanıp leylek olup köyün yanındaki çeşmeye kadar uçmuş tekrar yıkanıp insan olmuş ailesine kavuşmuş.
1-2 yıl sonra tekrar gidip biraz para kazanmayı düşünmüş aynı yolu izleyip matarasını su doldurmuş çeşmede yıkanmış leylek olup uçup gitmiş çalışıp para kazandıktan sonra, kalan suyla yıkanıp leylek olup çeşmeye kadar gelmiş
Gelmiş ama ne görsün Çeşme kurumuş bir damla su yok. Her tarafa uçmuş bakmış, boşuna. O kış çok kurak geçmiş bir damla yağmur düşmemiş. O yazı evlerinin çatısında leylek yuvasında geçirmiş.
Aşağıda ailesi hergün babalarını anıp üzülüyorlar, duyuyor ama elinden birşey gelmiyormuş. Ailesi ile beraber olmanın ne kadar kıymetli olduğunu anlamış ama çaresiz beklemek zorundaymış.
Çocukları, eşi ona çok iyi bakmışlar. Onunla dertleşiyor. Sen uzaklardan geldin, belki de babamı gördün, haberin var mı diye soruyorlarmış. Zavallı adam anlıyor ama cevap veremiyor daha da üzülüyormuş.
Adam, iyi ki onlara doğa, hayvan sevgisini öğretmişim, yoksa halim nice olurdu diye seviniyormuş.
Sonunda sonbahar yağmurları başlamış yağan yağmurlarla çeşmenin suyu tekrar akınca, suyla yıkanan adam insan olup evine dönmüş.
Ailesi ile beraber olmanın ne kadar değerli olduğunu anlamış. Ömür boyu mutlu yaşamışlar.