Çocuklarımızı Koruma Yöntemleri
Metin MERCİMEK
“ASLA!!! BİR YABANCI YETİŞKİN VE BÜYÜK KİŞİLER, ÇOCUKLARDAN YARDIM İSTEMEZ.”
Son günler, gerek basında, gerek televizyonlarda ülkemizi ayağa kaldıran çocuk kaçırmaları olayları ile çalkalandı. Özellikle çocuklara cinsel istismar konusu gündeme geldi ve bu hususta çeşitli öneriler ortaya konuldu.
Peki, anne baba olarak çocukları bu olumsuzluklar karşısında nasıl ve ne şekilde önlemler alınması gerekir? Çocuklar kendilerini korumak için neler öğrenmeli? Ayrıca, anne babalar çocuklarını yabancı insanlardan korumak için nelere dikkat etmelidir? En önemlisi ise hem aile hem de toplum bu olumsuz olaylardan nasıl kurtulur ve de nasıl eğitilir? Bu sorular başlı başına tüm aileleri ve toplumu düşündüren bir sorun haline getirmiştir.
Konunun önemini göz önünde tutarak toplumun birer bireyleri olarak hepimize görev düşmektedir. Ben de bu düşünceden hareket ederek uzman arkadaşlarımdan yeterince bilgi be görüş elde ettim.
En çok üzerinde durmamız gereken konulardan birincisi, anne baba olarak çocuklarımızı yabancılardan nasıl korumamızdır. Peki bunun için nelere dikkat etmeliyiz? Öncelikle çalışan anne babaların bir bakıcıya ihtiyacı vardır. Bakıcıları almadan önceki çalıştığı kişilerle ya da onları tanıyanlarla irtibata geçip, dikkatli seçimler yapmamızdır.
İkincisi, Anadolu’nun vazgeçilmez adetlerinden biri, çocuğun giydiği kıyafetlere isminin yazılı olduğu kıyafetleri kesinlikle giydirilmemelidir. Çünkü art niyetli kişiler çocuğun ismini öğrenerek ona en sevecen halleriyle yaklaşıp ilişki kurmak isterler.
Üçüncüsü, yaşı küçük olan kardeşler birbirine emanet edilmemelidir. Örneğin; 4 yaşındaki çocuğu 6 yaşındaki ablasına “sokakta sen kardeşine göz kulak ol” gibi güvenerek emanet etmek çok yanlıştır. Çünkü onların da henüz çocuk olduğunu unutmamalıyız.
Dördüncüsü, çocuk parkları olayların en çok vuku bulduğu alanlardan biridir. Eğer ki, çocuklarınızı parkta oynatmak istiyorsanız, onu görebileceğiniz mesafeye kadar uzaklaşmasını sağlayın. Çocuk daha da uzaklaşıyorsa anne ve baba çocuğu görebilecekleri yere doğru ilerlemeleri gerekir.
Beşincisi, çocuğa öğretilecek iki önemli konulardan ilki, çocuğa “hayır” deme hakkı olduğu hatırlatılmalı ve ikincisi ise okul çağındaki çocuğa telefon numarasını ve adresi mutlaka öğretilmelidir.
Altıncısı, biliyoruz ki evde çocuğun anne ve baba ile her şeyi paylaşabileceği bir atmosfer mutlaka olmalıdır. Çocuğu sorduğu sorular ya da dile getirdiği düşünceler üzerinden yargılamasınlar ve azarlamasınlar ki onlara rahatlıkla bir sorunu anlatabileceğini bilsinler.
Yedincisi de dış dünyanın tehlikeli olduğuna dair sözlerden kaçınmak olmalıdır. Örneğin; “Oraya gidersen seni kaçırırlar, etraf çok kötü niyetli insanlarla dolu, bak beni dinlemiyorsun, bunun için başına işler geliyor” sözler sakıncalıdır. Çünkü bu sözlerle onları korumak adı altında daha çok korkutmuş oluruz.
Yukarıda belirtmiş olduğum bilgiler ışığının yanı sıra, göz önünde tutulması gereken iki önemli husus daha vardır. Birincisi, “çocukların çevrelerine merakla yaklaştıklarına ve yeni şeyler keşfetmeye istekli olduklarını”, diğeri ise “Asla bir yabancı yetişkin ve büyük kişiler, çocuklardan yardım istemez!!!” önerilerini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.
Hoşça kalın…