Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 24°C
Parçalı Bulutlu
Kilis
24°C
Parçalı Bulutlu
Cts 22°C
Paz 23°C
Pts 28°C
Sal 31°C

Çözüm Zorlaşır…

Çözüm Zorlaşır…
A+
A-
12.02.2015
325
ABONE OL

M. Yahya EFE

 

Sevgili okurlarım, dünkü “Vatandaş nasıl bir aday istiyor” başlıklı yazımda da belirttim. Seçim sürecine girince, çözüm sürecini unuttuk…

Siyaset ortamı ise toz duman.

Bir parti liderinin; “Yüzde 10 barajı yüzünden Meclis’e giremezsek Çözüm Süreci için iyi olmaz, gerisini devlet düşünsün” sözleri oldukça üzücü ve düşündürücü.

Her türlü değerlendirmeye açık.

Bu da her geçen gün, siyaset zeminini kayganlaştırıyor.

Siyasilerin beyanları ise, beklentileri karşılamıyor.

İktidarla muhalefet arasında karşılıklı suçlamalar gidip, gidip geliyor…

Ülkede, hırsların öne çıktığını görmek, çağdaş demokrasi beklentisi içinde olan vatandaşları umutsuzluğa iteliyor.

Oy verme ve her ne şekilde olursa olsun, oy toplama ile sınırlı bir demokrasi olamayacağına inananlar, umut azaltıyorlar.

Hukukun üstünlüğünü hepimiz bekliyor ve bu üstünlüğe dayalı bir demokrasiden yana olduğumuzu belirtiyoruz.

Ancak davranış şekillerimiz bu beklentiyi yıkıyor.

Siyasette olumsuzluk rüzgârları estiği için de, sap ile saman ayrılmıyor…

Onun için de ülkede siyaset ortamı toz duman…

Yaşadığımız son günler, demokrasiyi ne kadar özümseyebildiğimizin göstergesi. İktidar yanında olmanın, kendileri için bir görev olduğunu zannedenler, yüksek sesle tavır alıyorlar.

Siyasi sorumluluk taşıyan çevreler, kendi geleceklerinden önce, ülkenin geleceğini düşünmek mecburiyetindedirler.

Bu mecburiyet, devleti yönetenlere, tüm kurumlar arasında uyum ve uzlaşma mecburiyeti getirir.

İç işlerimize müdahale görüntüsü veren beyanları ile Avrupa Birliği sözcülerinin ve bazı ülke sözcülerinin beyanlarını, ciddi bir şekilde değerlendirmemizi gerekmektedir.

Ülkede kaosa sebep olabilecek ve haddini aşan, bir hedefe yöneltilmiş beyanlara, itibar edilmemesi gerekir.

İç işlerimize müdahale görüntüsü veren, toplumumuzu adeta karşı karşıya getirmeye hizmet edecek beyanlar karşısında, suskun kalınmamalıdır…

Ayrıca kimse, görevini yapan bir hukuk adamına, görevini yerine getirdiği için adap dışı sözlerle saldırmamalıdır…

Başka bir Türkiye yok…

Siyasi kadrolar bazı çevreleri suçlarken, tarafsız olmak zorundadırlar.

Şuur altında yer alan beklentilerin yansıtıldığı suçlamalar, siyasette hasım gruplar çıkmasına ve olumsuzluk rüzgârlarının esmesine neden olur.

Basına erkenden yansıyan olumsuz iddialarla ortaya konulan tehlikeli yaklaşımlar var…

Laiklik demokrasinin temeli kabul edilmelidir.

Laiklik konusunda, evrensel değerlendirmelerin dışına taşarak yeni değerlendirmeler aramak demokrasiyi zorlamaktadır.

Geçmişte yaşananlardan ders alınmaz ise, problemler kangrene dönüşür.

Ülkede olumsuzluk rüzgârları esmeye başlayınca; tedavi zorlaşır, beklentiler değişir, umutlar dağılır ve hasımlar arasında, çözüm zorlaşır.

Ülkede olumsuzluk rüzgârları esmeye başlayınca, bütün kesimleri etkiler…

Siyasilerin TV ekranlarına çıkarak eleştiri dozunu aşarak, hakarete varan sözlerle bir birlerini suçlamaları toplumu kötü etkiliyor.

Ortaya atılan sorumsuz beyanlar ve suçlamalar, toplumda olumsuzluk rüzgârları estiriyor.

Siyasilerin bu tutumları devam ederse,  her konuda çözüm zorlaşır…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.