BİLİRİZ

Bahar saflığının estiği çağda

Ölümüne sevdik gözü biliriz

Muhabbet ehlinin kaldığı bağda

Diz çöküp oturduk özü biliriz.

Harmanda savrulan sarı samandan

Dağ başından eksilmeyen dumandan

Gönüllerin sarıldığı imandan

Ehl-i gönüllerden sözü biliriz.

Demlenir yürekte sevdanın hası

Doldurup içeriz aşk ile tası

Savrulup kalmasın gönülde yası

Sevdalarla gelen yüzü biliriz.

Bir görür bin sever çiçek açarız

Sevda deyip kanatlanıp uçarız

Kötülükten köşe bucak kaçarız

Aşk ile çalınan sazı biliriz.

Sevenler gelip de yerleşmiş hana

Ayrılık ateşi kâr eder cana

Yükümüz ağırdır sevdadan yana

Esip de savrulan tozu biliriz.

Tülay SARICABAĞLI ŞİMŞEK

***

ÇOK GEÇ

Sensiz geçen yıllar inan çok zordu,

Yüzüm güldü içim yanan bir kordu,

Keder elem hasret ile yoğurdu.

Vuslatın nasıldır inan bilemem.

Gel desen de çok geç artık gelemem.

Yıllardır bekledim senden bir haber,

Neredeyim bir sor nasıl ne eder,

Kimse bâki değil gelenler gider.

Ağladım ömrümce, şimdi gülemem,

Gel desen de çok geç artık gelemem.

Herkesle beraber gülüp oynadım,

Acımı, hüznümü ben hep sakladım.

Benim derdim bana ele bakmadım.

Sorsalar boşuna bir şey söylemem,

Gel desen de çok geç artık gelemem.

Gözlerim yollarda, yok gelen giden.

Aradım bulamam gönülden seven,

Gülleri görmedim verilen diken.

Kabuk tutmuş yara, kanar ellemem,

Gel desen de çok geç artık gelemem.

Şenel ÖZKÖSELER

***

YAŞLI ADAM

Ebedi yolculuk zamanı gelmiş,
“Sıra sende” diyor, “Biletin kesilmiş”.
Oldu mu usta, çay bardakta yarım?
Hayaller, özlemler de kaldı yarım.

Şimdi dosta aileye veda vakti mi?
Yaşam ölüm süreci çok çabuk geçti.
Bir baktım doğmuşum ve yaşlanmışım.
Bu yaptığın şimdi oldu mu usta?

Sürekli şu biletini sallayıp durma.
Şimdi dosta aileye veda vakti mi?

Zehra ERASLAN