Kilis şirinlemeleri…

MEĞER ZENGİNMİŞİZ

Ellili yıllarda biz zenginmişiz.

Zenginliğin farkında değilmişiz.

Tabakamız vardı altı mağara.

Tabaka, havuşun poyrazındaydı.

Kalleş’e bakan bir tağası vardı.

Biz tağaya, hava tağası derdik,

Yaz günleri, küfül küfül eserdi.

Dünya klimayı tanımaz iken,

Bizim ceryansız klimamız vardı.

Masrafsızdı ama kumandasızdı,

Aynı zamanda meyveleri koyar,

İlk akşamlar buzdolabı olurdu.

Tağa kanatlarını ben açardım.

Tabakanın altı, mağara idi,

Yazın buzdolabı, kışın sımsıcak.

İlk buzdolabımız bu mağaramız.

Üç tağa bir kapı, dondurucusuz.

Şakkalar asılırdı bayramlarda.

İkinci dolabımız, dokuz kolaç,

Kuyu marka idi sıfır ceryanlı,

Yemekler içine sallandırmalı.

Üçüncü buzdolabımız, poyrazda,

İki kapılıydı, ta o zamanlar,

Telli dolabımız, nacar markalı.

Bu ne zenginliktir, bu ne şaşaa?

Bir evde dört dolap bir de klima!

Meğer biz Murdoh’tan da zenginmişiz.

Bu zenginlik yetmiş sene öncesi,

Elektrik, su yok, kanalizyon yok,

Zenginmişiz, farkında değilmişiz.

M. Yaşar ÜZEL

***

SIZLATMA EMİ

Kör kütük sarhoşum geldim kapına

Gönlüme gönlünü kapatma emi

Gözlerimde bulut saçlarımda çiğ

El açıp göklere yalvartma emi

Beyhude tan etme kınama beni

İstemem sen yoksan bağı iremi

Zulmetme ne olur bitir çilemi

Yel olup sel olup çağlatma emi

Sensiz çarpan bu kalp atmasın dursun

Çürüsün sol yanım yanıp kavrulsun

Tutuşup kül olsun göğe savrulsun

Beni yokluğunla sınatma emi

Dünyada sen varsan bil ki ben varım

Gözüne yaş değse artar efkârım

Ahmedî perişan yarım kalırım

Beni hasretinle sızlatma emi

Ahmet EKŞİ

***

TELLER AĞLAŞIR

Sazımı şöyle bir sarsam belinden…

Göğsünde gümbürtü teller ağlaşır.

Adab-ı muaşeret iman ehlinden.

Destur alsam pirden eller ağlaşır.

Yürüsem yolunda doğruluk bulsam…

Mertlikte düstura cesaret olsam…

Hakkın huzurunda bükülsem kalsam…

Destur alsam pirden yeller ağlaşır.

Dört kapı kırk makam özünde yunsam.

Keramet ehlinin tozunda yansam…

Elimde muhabbet şerbeti sunsam…

Destur alsam pirden yollar ağlaşır.

Adımlar aralı sanırsın sarsak.

Bellolur mayalar azıcık karsak.

Türküler dilinde dökülür varsak.

Destur alsam pirden seller ağlaşır.

Garibi kapıda göremem hakir.

Gönlüme dosttur eylemem tahkir.

Seslenir nefeste en büyük zakir.

Destur alsam pirden diller ağlaşır.

Meçhule uzansa tükenir yollar.

Hesaba çekilir bağlanır kollar.

Sağ yanım yaralı perişan sollar.

Destur alsam pirden beller ağlaşır.

Sarmalar başımı yollarda hüzün.

Sıratı toplasam gülmüyor yüzün.

Köşkeroğlu gibi yaşlansa gözüm.

Destur alsam pirden güller ağlaşır.

Memik KÖMEKÇİ