DİZELERİNİZ…

SUAL ETTİM
Sual ettim bizim evi kaleye.
Damlar çökük duvarları var diyor.
Sitem ettim kapısında feleğe.
Eşik taşı işte orda sor diyor.
Sızlar oldu kuluncumda küreğim.
Soramadım alevlendi yüreğim.
Damlar çürük helik alıp öreyim.
Nişan düştü saçlarıma zor diyor.
Deli gönül esti girdim mestine.
Tesbih elde çöktüm loğun üstüne.
Bir de sordum şu feleğin kastı ne.
Başım duman yaralarım sar diyor.
Sofasında sekileri yıkılmış.
Süyük, çörten her biryana dökülmüş.
Yaşlı ağaç bodur dutum sökülmüş.
Bahçem ufak yerim biraz dar diyor.
Dutun altı misafire taht olur.
Derin yara sinelere baht olur.
Yar yârenlik gönüllere aht olur.
Geçti devir yağdı başa kar diyor.
Sırt dayadım duvarının taşına.
Akıl ermez gözlerinin yaşına.
Bayrak açmış sinesinin başına.
Dalga dalga gökyüzünde yar diyor.
Kurban olam yokuşuna düzüne.
Yara açmış ben düşünce yüzüne.
Ala baykuş yuva yapmış dizine.
Bahta çıktı kısmet bana zar diyor.
Şöyle baktım pencereden içeri.
Delik deşik yük yerinin göçeri.
Köşkeroğlu bilmez sanma naçarı.
Başta sancı yüreğimde nar diyor.
Memik KÖMEKÇİ
***
YÜCE TAHTINDA
Yüreğimi yakar ateş mi sandın
Kor olur tutuşur aşkın orada
Birikir kurnada üç beş damla yaş
Akmaya bahane arar orada
İsterim aşk ile tutuşsun gönlüm
Aşk ile uyusun uyansın gönlüm
Aşk için durmadan yansın bu gönlüm
Aşksız yaşamak zor koca dünyada
Deli divanedir aşkı bilmeyen
Aşk ile ağlayıp aşkla gülmeyen
Muradına erip kıymet vermeyen
Toz olur savrulur uçar rüzgârda
Her zerre her cisim aşkla var olur
An gelir aşk ile âşık mest olur
Gün olur başını taşlara vurur
Feleğin çemberi döner çarkında
Bazı ilaç olur derdi sağaltır
Bazı zehir olur ruhu daraltır
Ahmedî zannetme onsuz yaşanır
Gönül sarayının yüce tahtında
Ahmet EKŞİ
***
AŞK DİLİ
Gözler de konuşur, dilin adı aşk!
Sesi kalpten gelir, kulak işitmez.
Yedide de başlar, yetmişinde de,
Aşk dilidir bu, susmayı bilmez.
Gözler de konuşur, kulak işitmez.
Aşk dilidir bu, susmak gerekmez.
Yedi’de başlar da, yetmişte bitmez,
Sesler gözden gelir, sevmeyen bilmez.
Memet Yaşar ÜZEL