Dünyaya Açılan Kilis Penceresi
Metin MERCİMEK
“HEPİMİZİN BİLDİĞİ ÜZERE, KİLİS İNSANI YILLARCA SANAT, EDEBİYAT, MANTIK, FELSEFE GİBİ SOSYAL VE BİLİMSEL BAŞARILARINI YILLARCA SÜRDÜRMÜŞ VE BU TUTUMUNU EN İYİ BİR ŞEKİLDE DEVAM ETTİRMİŞTİR. NE VAR Kİ KİLİS İNSANI, BU DEĞERLERLE YETİNMEYİP BAŞKA GİRİŞİMLERE DE EL ATMIŞTIR. ÖZELLİKLE TURİZM AÇISINDAN DÜNYAYA AÇILMASINI DA HEDEFLEYEREK, TURİSTİK OTELLER İNŞA ETMEK SURETİYLE DÜNYAYA AÇILAN MİSAFİRLİK İLKESİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.”
Dünya kurulduğundan bu yana insanlar birbirini tanımak, ticari ilişkileri sürdürmek amacıyla seyahatler düzenlemişlerdir. Bu girişimleri tatbik etmek için de konaklama yerleri inşa etmişlerdir. Daha önceleri bu konaklamalar HANLAR, KERVANSARAYLAR olarak düzenlenmiş, sonraları ise HOTEL, MOTEL ve PANSİYON şekline dönüştürülmüştür.
BACASIZ FABRİKA olarak bilinen iç ve dış turizm sektörü, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ülkenin önemli bir gelir kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda dünya ülkeleri turizmi canlandırmak için yüksek miktarda harcamalar yaparken, Türkiye de bu gelişimden payını alarak turizmin devamlılığını sağlamıştır.
İşte Kilis insanı da doğal kültür ve tarih zenginliğine sahip olan Anadolu’muzun, bir turizm cenneti olacağı düşüncesinden hareket ederek otel işletme cihetine gitmiş ve ülkenin gelir kaynağına imza atmıştır. Özellikle misafirperverlik ilkesi çerçevesinde konaklamaya önem veren bu hemşehrilerimiz, gerek yurt içinde, gerek yurt dışında birçok turistik oteller inşa etmişlerdir.
Şimdi önem arz eden bu turistik otellerin ilk başlangıç ve gelişme tarihine bir göz atalım.
Yıllarca İstanbul’da ikamet eden Fransız yazar PİYERLOTİ, hem yazarlığı, hem de Türklere karşı sevgisi ile Çemberlitaş’ta büyük bir dostluk oluşturmuştur. Onun bu sevgi ve ününü keşfeden hemşehrimiz Merhum Mehmet Külekçioğlu, 1956 yılında inşa ettirdiği turistik otele Piyerloti ismini vermiş ve Çemberlitaş’ta işletmeye açmıştır. Kısa zamanda büyük ün yapmış olan Piyerloti Oteli, gerek yurt geneline, gerek dünya ülkelerine bu ünü yayılarak zamanın popüler turizm merkezlerinden biri olmuştur. Piyerloti Oteli zamanla turizmin gerilemesiyle bir duraklama devri geçirmiş, ancak el değiştirmek suretiyle yeniden eski canlılığını kazanmıştır.
Bugün turizm sektörüne gerekli eğilimi tam olarak gösteren Kilis Vakfı Başkanı Yaşar AKTÜRK, yıllarca dillerden düşmeyen ve zamanın turizm merkezlerinden biri olan Piyerloti Oteli ismini yeniden yaşatmak için, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak ele almış ve gerek yurt içinde, gerek yurt dışında yeniden tanıtmaya başlamıştır.
Dünya turizm işletmeciliğinde yerini alan Kilis insanı, yurdumuzun birçok ilinde bu sektörün bir temsilcisi haline gelmiştir. Özellikle İstanbul, DÜNYAYA AÇILAN KİLİS PENCERESİ’nin merkezi olmuş ve bir ucu Bodrum, diğer ucu Pamukkale’ye kadar uzanmıştır.
Kilis insanının yaratmış olduğu DÜNYAYA AÇILAN MİSAFİRLİK PENCERESİ, sadece turizm hizmeti ile sınırlı kalmayıp, doğduğu ve büyüdüğü Kilis’le ilgili sorunların alınması ve hizmet konulu kararların alınmasına da öncülük etmiştir. Bilhassa Kilis’in geleceği, eğitim-öğretim, Kilis’e hizmet ve hayırseverlik konularında, İstanbul Kilis Vakfı Başkanı Yaşar Aktürk’ün Zürih Oteli, tüm bu kararın alınması ve etkinliklerin yapılmasında bir karar merkezi haline gelmiştir. Bunun yanı sıra, Kilis Vakfı Başkan Yardımcısı Nadir Keloğlu’nun Ramada Otel’i, yine Başkan Yardımcısı Halit Karabaşoğlu’nun Yavru Vatan Kıbrıs’taki Savoy Oteli’nde Kilis’le ilgili etkinlikler devam etmiştir. Ayrıca diğer Vakıf üyelerimiz de kendi otellerinde çeşitli toplantılar düzenleyerek Vakfımızın ve Kilis’in ismini duyurmaya çalışmışlardır.
Görüldüğü üzere, DÜNYAYA AÇILAN KİLİS PENCERESİ adı altında Kilis insanı, gerek kitle turizmine, gerek Kilis’in geleceğine, gerekse ülke ekonomisine birçok gelir sağlamıştır.
Unutmamamız gerekir ki, Kilis insanı bir hizmetin, bir hayırseverliğin, bir eğitim-öğretimin, bir mantık ilminin ve Türk Sanat Musikisi’nin ne olduğunu biliyorsa, kim bilir daha ortaya çıkmamış olan birçok değerlere sahip olduğunu da iyi bilmektedir. Tıpkı bu gün “KİLİS’İN DÜNYAYA AÇILAN MİSAFİRLİK PENCERESİ”nde olduğu gibi…
Hoşça kalın.