Dolar 32,3582
Euro 34,9598
Altın 2.324,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 26°C
Açık
Kilis
26°C
Açık
Cts 27°C
Paz 27°C
Pts 27°C
Sal 26°C

Düşünürlerin Işığında “Erken Çocukluk Dönemi ve Eğitimi”

Düşünürlerin Işığında “Erken Çocukluk Dönemi ve Eğitimi”
A+
A-
21.11.2019
497
ABONE OL

Metin MERCİMEK

“OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ASIL AMACI, ÇOCUĞUN DOĞAL ÖĞRENME TUTKUSUNU CANLANDIRMAK OLMALIDIR.”
(Maria MONTESSORI)

Erken Çocukluk Dönemi ve Eğitim hakkında düşünürlerin görüşlerini anlatan Yazar Nicholas Tate, ünlü filozofların eğitim ile ilgili düşüncelerini “Ne İçin Eğitim?” adlı kitabında ayrıntılı olarak dile getirmiştir. Kitabın birinci bölümünde, Antik Çağ’ın Büyük Düşünürü Sokrates’i ele almış ve onun “Sorgulanmamış Hayat Yaşanmaya Değmez” görüşünde eğitimin önemini ortaya koymuştur. Hatta Sokrates, ebelik yapan annesini göz önünde tutarak, “Benim de bu dünyada doğmuş olan çocuklara bir eğitim hizmetim olsun” diyerek eğitime büyük bir önem vermiştir.
Diğer taraftan 1870 yılında İtalya’da dünyaya gelen bilim insanı ve eğitimci Maria Montessori, çocuk eğitiminde bir çığır açarak dünyanın her yerindeki çocukların eğitimine katkı sağlamıştır. Özellikle onun, “Çocukları izledim, onları yakından inceledim ve bana, onlara nasıl öğreteceğimi öğrettiler” araştırması ile hayli ilerleme kaydetmiş ve bunun yanı sıra “Zekâ ancak arzuyla yönetilir. Arzu’nun olabilmesi için haz ve neşenin olması gerekir. Zekâ ancak neşe içinde gelişerek meyve verir. Koşucular için nefes alma neyse, eğitim içinde öğrenme neşesi odur” diye önemli bir görüşü ortaya koymuştur.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 1921 yılında Maarif Kongresi’nde, İtalyan doktor ve eğitimci Maria Montessori’nin dünyada en yaygın çocuk merkezli yaklaşımlardan biri olduğunu belirterek, onun kitaplarının okunmasını önermiştir.
Montessori’nin göre, çocuk için eğitim özgürleştirilmiş bir faaliyet olup, eğitimin merkezi çocukta toplanmıştır. Çocuğa deneyip yanılarak, hata yapıp hatalarından ders çıkararak ve düzeltme fırsatı bularak kendisini tanıma fırsatı verilmelidir. Montessori Okulu’nda bulunan tüm eşyalar çocuklara hizmet için ortadadırlar. Dolayısıyla çocuklar eşyaların yerini değiştirebilir ve istedikleri amaç doğrultusunda onları kullanabilirler. Çocuk istediği çalışmayı istediği yerde, istediği arkadaşlarıyla veya yalnız başına ve istediği süre boyunca yapma özgürlüğü içindedir. Ancak Montessori metodu, çocuğa özgürlük ve bağımsızlık verdiği oranda sorumluluk da yükler. Şöyle ki, çocuk çalışması biter bitmez çalışmasını aldığı yere koymalı ve çalıştığı materyallere zarar vermemelidir.
Görüldüğü üzere, özgürlük ve sorumluluk ilkesinden hareket eden doktor ve eğitimci Maria Montessori, “Okul öncesi eğitimin asıl amacı, çocuğun doğal öğrenme tutkusunu canlandırmak olmalıdır” diye ifade etmiş. Çünkü erken çocukluk dönemi, zihinsel ve fiziksel gelişimin son derece hızlı olduğu ve çocuğun ileriki yaşamına ilişkin bir çok yapı taşının ortaya çıktığı ve de şekil aldığı önemli bir dönemdir. Yine erken çocukluk dönemi, çocukluğun ilk yıllarından başlayarak ilkokul çağına kadar olan bir süreyi içine almakta… Çocuğun gelişiminde 0-6 yaşın en kritik dönem olduğu, bilimsel araştırmalar sonucunda neticelenmiştir. O nedenle erken çocukluk dönemi, çocukta öğrenmenin en yoğun olduğu, kültürel normların geliştiği ve temel alışkanlıkların edinildiği bir süreçtir.
Hoşça kalın.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.