Dolar 32,5336
Euro 34,7579
Altın 2.488,21
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 24°C
Parçalı Bulutlu
Kilis
24°C
Parçalı Bulutlu
Cum 24°C
Cts 22°C
Paz 24°C
Pts 28°C

Eski Kilis

Eski Kilis
A+
A-
13.01.2020
466
ABONE OL

Eski Kilis resimlerine bakınca o hayatın içine giriyorsun. Karataş’ta çamların altındasın rengârenk allı yeşilli çoluk-çocuğun, anaların-ablaların, nenelerin kısırların, hediklerin, dolmaların yendiği, çayların içildiği çam ağaçlarının altları…
Tahta sandalyelerin üzerinde eski siyah-beyaz Türk filmler seyrederken mendiller elde ağlayanlar, gözyaşlarını saklayanlar, soğuk gazozların içildiği, karpuz çekirdeklerinin yendiği sinemadayız. Dışardan bağırmadan sesi kısılmış ses geliyor “İlaveler!” deyi.
Ayşecik Parkı tıklım tıklım dolu… Kilis avratlarının tekmili orda… Kim kız bakor, kimi kızını evlendirmek isteyen analar Santral Parkta oturanlarda öylesine.

Sabah Bazarında delallar ölenleri kayıpları duyurmak için alabildiğine bağırorlar. Bazara hudar almaya gelip seçenler sepetler kollarında teze hudarları seçorlar.
Arasa Çarşısında çekiç sesleri birbirine karışmış bakırcılar bakır kazan leğençe döyorlar.

Kör hasırcılar, Katrancı Camii altında hasır, kilim örorlar. Görmedikleri dünyaya
kalaycılar ataşın başında hele teşt kalaylorlar.
Berber Ali Emmi tıraş edor bir çocuğu. Ağlayan çocuğa balon veror ağlamasın deyi, keşmerlik yapor. Bir yanda sokaktan getirilmiş yaralı kumruları yemlor. Emniyeti komple geni traş ettiğinden karakolda işi olan ali emmiye dert yanorlar. Gel bakım dor müşterini sakalının yarısı kalmış bırakıp karakola gidor. Bedestende kasaplar dip dibe zırh sesleri birbirine karışmış düğenin önünde kelleler, karınlar sucuklar müşteri beklor. Elimde bir yüz gramlık kıyma tabağı şoför maharemin selamı var Şakir Emmi acık yağlı olsun anam dolma edici eyi dor. Bir yandan bir ciğerin bahşiresini yapor. Al dorum dosta gidecek mal beğenmezsen etebini sogna yapan dor. Anam evde yoğurmuş hamırı kapının önünden bagıror: Gel de şu leğençeyi fırına elet.
Fırıncı Neşat Emmiye yoğrulmuş, ekşimiş hamırı götüroruk, Leğençeler sırada bişittiror, eve getiroruk.

Ramazan Bayramı er ezanda herkes gerebiç yapor. Gerebiç tavası alıp eve dizoruk. Gerebiçleri fırından bişirtip eve koyoruk.

Zeytin zamanı gelor, babamın jetinden zeytine gidoruk. Kuşluk vaktı hava ayaz, pir yakoruk alavına ısınoruk. Alava sogan atoruk, soğan kebabı yaporuk. Sırık değneklerle zeytini silkoruk, pereventi yaporuk. Bekçini hakkı kaç uruplağı acep dor, babam fazlasından veror eve getiroruk, havışa seroruk. Anam yeşil seçor, basmalık seçor, sonra mehsereye gidip sıktırorlar, zeyt carralaına köyorlar.

Ya bağ zamanı gelince bağa çadır heyme kuroruk, bağ keyfi başlor. Tiyekleri kesip neheseden sergi serorlar. Bu sene 4 tiyek arası geldi dorlar gündüz seroruk bağın gecesi bir başka âlem göve çıkanlar, tumana kaçanlar… Bağ komşuları dürbekiler çalıp Kilis türküleri okor. Oturup hanek edorlar. Kazanda ya acir, balcan dolması ya da kuru odundan bişen kelleyi afiyetten yiyoruk. Üzüm kuruyana keder bağda koruk toplayıp enoruk. Birkaç tiyekte şirelik kesor, evde hapısa yaporlar, sucuk batırorlar. Komşulara hapısa eletoruk, içi cevizli.

Akpınar’a yün yumaya gidoruk. Bir seybana havasında kamyona dolup yünleri yıkıyıp kurodoruk. Akpınar’da kurbağı sesleri eşliğinde yimek yiyip akşam vaktı geloruk. Bayram gelince ayakkabıları koynumuza alır yatardık.

Dakım elbiseleri geyer, sabah bayram namazına giderdik. Yert yurt olmazdı. Eve gelir, bayramlaşır, harçlıkları alır, hemen bir tapa dabançası alır, sıka sıka gezerdik. En çok dayım gile getmeyi severdim. Harçlığı çok veror deyi uşaklardan bayram yerine gider, salangacta sallanır, nearbada dönerdik. Bayram bitince dakım elbiseler saklanır, gene eski yamalıklı pantorlardan sokağa oyuna çıkardık.

Mahellede düğün heneği oldu mu sevinirdik. Havışı böyük komşunun evinde toplanılır, bir dürbekiden Kör Elif kına yapardı. Oturtmalarda bir başka âlemdi. Cümbüş Ali’den Kız Ehsen eyi oturtma yaparlardı. Kör Ergin de vardı, Ebu Hattap, Üç Düğme, Kız Kemal, Kız Fevzi oturtmalar mangal kayılır, dürbekiler kızardı. Derisi gerilsin deyi aporlolar ağaca asılır, kebap şişine mikrofon bağlanırdı. Erkeklerin oynaması eyip olduğu için zilleri dakar, türkü söyleyenler oynardı. Kenneler dolusu içer, taş gibi otururlar, sarhoş olmazlardı.

Güveyi gezdirmeler eğlenceliydi. Sokak aralarında kef ede ede güveyi gezdirirlerdi. Düğün günü gelir, gelinci var derler, mehellede toplanılır, erabalar bir sıra korna çala çala Söğütlüdere, Öğretmen Okuluna keder gider. Arada durur, kef ederlerdi düğünümüz Ebenin Sinemasında derler. Düğün davetiyesi yoktu. Sinema bileti verirlerdi. Var mı bilmorum dünyanın heçbir yerinde sinemadan düğün eden bir şehir yoktur. Film oynar, yarısında dakı dakanlar dakar. Makinist bahşiş ister. Dans etmesini bilenler cazdan düğün eder, ya Ayşecik Parkında, ya Şehir Kulübünde ya Özyurt’un yazlığında. O zaman uzun saç modası vardı. Çalanları kız bellerdik. Orkestra ya Antep’ten gelirdi. Siyah Örümcekler’in o zamanki bateristi Edip Akbayram’dı. Ya da Kilis Belediyesi Bandosu çalardı. O zaman uzun saç modası vardı çalanları kız bellerdik. (Kilis79 facebook sayfası)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.