Gelin Kilis’i Konuşalım

Yıllar Evvel Yazmıştım, Yeniden Gündeme Taşıdım…
Nejat TAŞKIN
Kilis, Güney Doğu Anadolu’nun Suriye sınırına çok yakın ve haritalarda hemen ilginizi çeken bir yöre… Gaziantep’in en büyük ilçelerinden biri… Büyüklüğüne büyük de ilerlemeyişine bir mana bulamazsınız. Kilis’teki karalayıcı olaylar, gazetelerin baş sayfalarına geçer de geri kalmışlığına neden olan yöresel sorunlar, nedense hiç konuşulmaz bile. İşte, onun için bugün şu güzel dergide istedim ki başka şeyler gündeme getireyim, başkalarını yazalım, konuşalım. Ama baktım ki, yine Kilis çıktı karşıma. Ve onun için karar verdim. Yaşadığım müddetçe hep Kilis’i ve Kilisliyi konuşacağım…
Kilis güzeldir, Kilis kültürlüdür. Kilis’te zengin kültür mirasları vardır. Kilisli çok okur. Çok okumuştur. Ama Kilis ihmal edilmiştir. Hakkı olan hiçbir şeyi alamamıştır. Almak için isyan etmesini bilmez. Çünkü sabırlıdır. O halde bu sabır heyecanı içinde her Kilisliye ayrı ayrı düşen bir görev vardır. İster Kilis’te olsun, ister Kilis’in dışında bulunsun. Mutlaka Kilis için çalışması lazımdır. Günlük sekiz saatlik mesaisi içinde çok değil, otuz dakikasını Kilis’e ayıran bir hemşerimin Kilis için kazandıracağı çok şey vardır. Mademki haritalarda bile uzak düşüyoruz, bu uzaklığı biz yakınlaştıracağız. Kültür Derneklerimizle, 67 vilayete dağılan Kilislilerle el ele gönül gönüle verdiğimiz zaman kuracağımız çatının güzelliği mutlaka saray gibi olacaktır. Kilis’in istekleri hakkı olmayan istekler değildir. Eğer
il olmak istiyorsa, bu hakkın verilmesinde geç bile kalınmıştır. Birçok yöreler, her konuda Kilis’ten daha geri kalmasına rağmen politik baskılarla her türlü hakkını ve hakkın fazlasını bile bir çırpıda almıştır. Biz neden bu konularda sesimizi birliğimizi duyuramadık acaba? 67 ile dağılmış ve saygın görevlerin içinde bulunan Sayın hemşerilerimle zaman zaman bir araya geldiğimizde hep ayni sorunları dile getiriyor, konuşuyor, çözüm bulamamanın sıkıntılarım yaşıyoruz…
Hâlâ doktor sorunumuz, su sorunumuz ve dev boyutlara ulaşan işsizlik sorunumuz bizi fazlası ile meşgul etmekte, içinde bulunduğumuz yüzlerce sorun kapılarımızda çığ gibi büyümekte, her gün biraz daha büyüyen bir çığ problem üstüne problem olmaktadır. Eğitim, su, doktor, işsizlik ve heder olan güzellikler Kilis’i zorlarken biz bu zorlukları her zaman gündemde tutup mutlaka çözüm bulmalıyız. Bu çözümler için tek çare bir araya gelmek, meseleleri konuşmaktır. Kilis’te olsun Kilis dışında olsun bu tür yayın ve yayın organlarına yapılan büyük destekler, bir araya gelmemizi sağlayacak ve Kilis’in sesi yükselecektir.
Atatürk, ilk defa bu vatan topraklarına Kilis üzerinden geçmiştir. Samsun’dan 19 Mayıs 1919’da doğan güneş, Kilis topraklarında çok daha önce doğmuş biz bu doğuşu ülke çapında kutlamayı olsun gündeme getirememişizdir. 7 Aralık’ta Fransızlara karşı verilen savaşta akıtılan kan, bir büyük davanın ilk ışıklarını yakmıştır. Şehit Sakıp’lar, İslam beyler ve daha nice kahramanlıklar yanında, bir Tilhabeş destanı vardır. Mercidabık zaferiyle sonuçlanan bu zaferi dünya çapımda festivallere dönüştürmek, acaba mümkün olamaz mı? Şarap, üzüm, şeftali ve kiraz festivalleriyle ün yapan yörelere göre bu kahramanlık günleri daha yüce olmaz mı?
Evet, bizim de üzümlerimiz hem de kokulu, hem de kara kara ve hem de hommusudur. Bizim de çeşmelerimiz tarihidir. Kuru Kastel, Nemika, Kurdağa ancak türkülerdedir ve akmasa da meşhurdurlar. Pınarlarımız kurumuştur. Zeytinliklerimiz bozkır olmuştur. Sebzelerimiz, meyvelerimiz tarlalarda çürümektedir.
Tüm bunlar, bir fabrikanın dişlisi altında beş-on işçiyle birlikte ne büyük anlam kazanır. Yeter ki bu duyguyu o dişliye verebilsek… O halde bize düşen çok görev var, hemşerim. Ben madalyonun hep aksi yüzünü yazdım. Bir güzel dergide isterdim ki hep güzellikleri anlatayım. Ama hep güzel güzel aksaklıkları nasıl göreceğiz? Güneş balçıkla sıvanmaz ki, onun için Kilis için konuşalım ve hep Kilis diyerek onun yücelmesini sağlayalım.
Bir ozanımız ne demiş: “Kilis bağlar ülkesi, of aman aman… Bağlar ülkesi…”
Ama ne yazık ki bu ihmal ve terk edilmişlikle, dağlar ülkesi olmaya namzet ama biz buna fırsat vermeyecek, gene pınarlarını, kastellerini, bağlarını ve zeytinliklerini dile getireceğiz.