Dolar
Euro
Altın
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis °C
Kilis
°C
°C
°C
°C
°C

Gençlik, Atatürk ve Cumhuriyet

Gençlik, Atatürk ve Cumhuriyet
A+
A-
28.10.2019
491
ABONE OL

Ahmet BARUTÇU

Atatürk bir bağımsızlık savaşçısıydı. Bağımsızlık sorununa tarihin ve çağdaş dünya sorunlarının ışığında yaklaşıyordu. Bizim bağımsızlık savaşımızla tüm zulüm görmüş ulusların bağımsızlık savaşlarını bundan dolayıdır ki birleştirebiliyordu. Anadolu’da emperyalizme karşı verilen çetin savaşın, sömürülen tüm uluslar için verildiğini 1922 Temmuz’unda şöyle dile getirmiştir:

“Türkiye’nin-bugünkü savaşımı yalnız kendi adına ve hesabına olsaydı belki daha kısa, daha az kanlı olur ve daha çabuk biterdi. Türkiye büyük ve önemli bir çaba gösteriyor. Çünkü savunduğu, tüm mazlum ulusların, bütün Doğunun davasıdır.”
1933 Mart’ında söylediği sözlerde de mazlum ulusların kurtuluş ve kalkınışları için beslediği derin inanç yansımaktadır:
“Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu uluslarının uyanışlarını da öyle görüyorum. Bağımsızlık ve özgürlüğüne kavuşacak olan çok kardeş ulus vardır. Onların yeniden doğuşu, kuşkusuz ki, gelişmeye ve refaha yönelik olacaktır. Bu uluslar bütün engellere karşılık yengi sağlayacaklar ve kendilerini bekleyen bağımsızlığa ulaşacaklardır. Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine uluslar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayırımı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı egemen olacaktır.”
Onun askerlik ve siyaset alanında izlediği yolun en önemli niteliklerinden biri “tam bağımsızlık”tır. Kurtuluş Savaşının ilkelerini belirlerken bu konuda, “Tam bağımsızlık bizim bugün yüklendiğimiz görevin ana ruhudur. Bu görev bütün ulusa ve tarihe karşı yüklenilmiştir” demişti.
O ulusumuz ve tüm mazlum uluslar için amaç olarak gösterdiği tam bağımsızlığın bütün yaşamı kapsayacak kadar geniş sınırları olduğunu şöyle açıklar:
“Tam bağımsızlık denildiğinde, doğal olarak siyasal, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve bütün öteki alanlarda tam bağımsızlık ve tam özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksun ulusun ve ülkenin gerçek anlamıyla bağımsızlığının tümünden yoksunluğu demektir.”

Atatürk, bir asker ve bir siyaset adamı olarak kalmamış, yeni Türkiye’nin uygarlık ve kültür alanında gelişmesine de yön kazandırmıştır.

Çağdaş dünyada çağdaş uygarlığın pek çok öğeleri çağdaş ülkelerde bütünleşmiştir. Atatürk bunların örnek alınıp benimsenmesini sağlamıştır. Ancak o kurtuluş ve gelişim için ilerlemiş ulusların kültürünün bütünüyle öykülenerek benimsenmesine de karşıdır. “Başka uluslarda nasıl olmuşsa aynen öyle yapalım” görüşünü şiddetle eleştirmektedir. “Bir ulus için mutluluk olan bir şey, öteki uluslar için yıkım olabilir. Aynı neden ve sonuçlar birini mutlu ederken ötekini mutsuz kılabilir. Onun için bu ulusa gideceği yolu gösterirken dünyanın her biliminden, buluşlarından, gelişmelerinden yararlanalım ama unutmayalım ki asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorundayız.”
Atatürk, kültür ve uygarlığın gelişiminde bağımsızlık anlayışına sıkıca bağlı kalmıştır. Ulusumuzu çağdaş uygar dünyanın insanlığa getirdiği katkılardan gerektiğince yararlandırmayı amaçlamıştır. Ancak bunu yaparken, kendi tarihimizde; öz değerlerimizden de yararlanma düşüncesindedir. Dil ve Tarih Kurumları bu değerlerin araştırılması için bizzat kendisi tarafından kurulmuş ve görevlendirilmiştir.

Çağdaş Türkiye’yi dünya ulusları ailesinin onurlu bir üyesi yapmaya yöneliktir. Atatürk’ün başlıca çabası; insanlığın ortak kültüründen yararlanmak, bunu yaparken de kendi değerlerinden yola çıkmak ve dünya uygarlığına katkıda bulunmak bizim için çizdiği çalışma yoludur.

Hiçbir şey rastlantı sonucu olmadı. Hiçbir şey gelişigüzel ortaya çıkmadı. Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini bilinçli bir çalışma ve yöntemle kurdu. Belirli bir planı adım adım uyguladı. 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim bir zincirin halkalarıdır.
Onun için Atatürk Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet etmiştir. Türk gençliği de Atatürk’üne inanarak O’nun çizdiği uygarlık yolunda devrimlerini güçlendirmeyi başarmalıdır.

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.