Güven ve Dostluk

M. Yahya EFE

Sevgili okurlarım, insanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygu; güvendir. Güvendiğiniz insanları seversiniz, onlara saygı duyarsınız. Eğer birine güveniyorsanız en gizli sırlarınızı paylaşır, her tür işbirliğine açık olursunuz.

Bugünkü yazımda sizlere, tanıdığım iki güzel insana duyduğum güven duygusundan ve dostluklarından söz etmek istiyorum.

Bu iki güzel insandan birisi; Milli Eğitim Bakanlığında Müsteşarlık görevi yapan, emekli Müsteşar Yardımcısı, halen de Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı olan Sayın Mehmet Temel.

Diğeri ise, “Yardımlaşma dostluğun direği ve insanlığın gereğidir” diyen, doğup büyüdüğü şehir olan Kilis Sevdalısı, Yardımsever iş adamı, Savoy Otelleri Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Coşkun Karabaşoğlu.

Bu iki güzel insanın verdikleri güven duyguları ve dostlukları öylesine güzel, öylesine derin, anlamlı ve içtenlikli ki; bir güneş kadar sıcak, toprak gibi vefalı, su gibi temiz…

Güven duygusu kolay kazanılmaz ve eyleme dönüşmesi çoğu kez uzun zaman alır. Buna karşın, güvenin kaybedilmesi ise çok kolaydır ve bir anda olabilir.

Bu nedenle, güven duymak, başkalarının güvenini kazanmak ve bu güven duygusunu korumak gerçekten emek ve zaman harcanmasını gerektiren bir süreçtir.

Güzel insanlara göre; dostluk öyle bir şey ki, hep tazelenmek ister. Hatırlanmak ister.

Dost olun sizde, şu üç beş günlük ömrünüzde kimseye kötülük etmeyi düşünmeyin. Size kötülük etseler bile. Vicdanı rahat, yüreği temiz olun. Dostluğun aydınlığını, sıcaklığını ve lezzetini tadın. İliklerinize dek hissederek yaşayın.

Mehmet Temel ve Coşkun Karabaşoğlu gibi, sevgiyi, dostluğu, umudu, mutluluğu, doğruluğu, iyiliği, güzelliği düşünün ve tutun içinizde…

“Dostlarınızla öyle yaşayın ki, düşman olduğunuzda, söyleyecek şeyleri olmasın. Düşmanlarınızla öyle yaşayın ki, dost olduğunuzda, yüzü kızarmasın”

Siz gülerken yanınızdakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsınız. Onun için öyle bir ağaca yaslanın ki asla yıkılmasın öyle bir dost edinin ki sizi asla bırakmasın.

İnsan kendisini dinlerse, kendisini daha derinlemesine anlar. Kim olduğunu ve neler yaşadığını bilen, öbür insanları daha kolay anlar ve onların bakış açılarını daha kolay görür.

Güvendiğiniz ve dost bildiğiniz insana, kafanızdan geçen düşünce ve fikirleri bir bütünlük içinde açıklama mütevazılığını gösterebilirseniz, o sizi daha iyi anlayacaktır.

Kendinize güven duygusunu kazanmak için; Önce kendinize güvenin!

Sahip olduğunuz yeteneklere inanın!

Kendi gücünüze inanmadıkça başarılı ve mutlu olamazsınız. Gücünüze inanır ve kendinize güvenirseniz daima başarılı olursunuz.

Aşağılık ve yetersizlik duygusu ümitlerinizin kırılmasına yol açar, fakat kendinize güvenirseniz başarıya ulaşırsınız.

Aklınıza, kendinize güven duygunuzu zedeleyen olumsuz düşünceler gelince, onları aklınızdan kovun ve hemen olumlu düşünceler üretin.

Hayallerinizin önüne engeller çıkarmayın, her engelin ne olduğunu iyice belirleyin ve onları en aza indirmeye çalışın. Diğer insanlardan etkilenmeyin, onları taklit etmeyin. Hiç kimse sizin kadar kendiniz olamaz.

Bazen de beklemediğimiz bir anda, güvendiğimiz dağlara karlar yağıveriyor. Onun için arkadaş ve dost seçerken çok dikkat etmek gerekir.

Güven duygusu daima ön planda olmalıdır. Kişiye güvenirsek, sisteme güvenirsek, düzene güvenirsek, adalete güvenirsek ve eğitime güvenirsek mutlu bir toplum oluruz.