Hakannâme
Ahmet ELMALI
Geçen gün yazıhanemde otururken Sayın Mustafa KAYA (AKOZAN) ziyaretime geldiğinde, bana kendi yazdığı ve adına “TÜRK’ün DESTANI HAKANNÂME” adlı bir kitabı verdi.
606 sayfalık bu kitabı dışından hiçbir şeye benzetemedim ama içeriğini görünce hayret ettim.
Türk edebiyatı tarihinde, yirminci yüzyılın başlarından itibaren Türk aydınları arasında Şehnâme örneğinden hareketle Türk tarihini destanlaştırma çabaları görülür. Bunlar içinde adlarını ve hatıralarını saygıyla anıyoruz.
Basri Gocul ve Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun son derece başarılı çalışmaları ilk akla gelenler arasındadır. Ne yazık ki, bu çalışmalar hedefledikleri Türk tarihini baştan sona kapsamaya ulaşamamıştır.
Bu öncülerin izinde giden ve Türk tarihini nazma çekerek destan şeklinde ifade etme yolunda uzun yıllardır gayret gösteren, Akozan mahlaslı MUSTAFA KAYA’nın “HAKANNÂME” adlı bu eseri bir ilki oluşturmaktadır.
Bildiğimiz kadarıyla Türk edebiyatındaki bu tarz eserler içinde Türk tarihinin bütününü destanlaştıran ilk çalışma budur. Bu yönüyle de bu çalışma son derece önemlidir. Bir başka ifadeyle yaklaşık yüz yıldır Türk tarihini destanlaştırma faaliyetlerinin ilk olarak bu kadar kapsamlı olarak ortaya çıkmış bulunuyor.
Bu vesile ile kitabın yazarını tebrik etmemek elde değil, sayın Türk büyüklerimizi resimle canlandırarak kitabın sayfaları arasına yerleştirmiş ki ancak bu kadar ustaca olur.
Kendisini tebrik eder, nice HAKANNÂME adlı kitapları yazmasını temenni ediyorum.