Halil Menşuri ve Nakkaşoğlu
İbrahim ALİSİNANOĞLU
Halil Babanın şiirlerinin üslubu oldukça sert, ifadeleri yalın, alaycı, iğneleyiciymiş.
Halil Baba’nın yaşadığı dönemde Antep’te bir de Nakkaşoğlu isimli zengin bir Ermeni yaşarmış. Nakkaşoğlu’nun evinin önünden açıktan bir keriz akar O da bunu her fırsatta belediyeye şikâyet edermiş.
Kerizin çevreye verdiğini rahatsızlığı belediye de bilir ancak yetersiz bütçesinden dolayı bir türlü ıslah edemezmiş.
Nakkaşoğlu zenginliğin de verdiği cüretle evinin önünden akan kerizle ilgili şikayetini daha üst makamlara iletmiş. Belediye de kerizi neden ıslah edemediğini ilgililere izah ederken, Nakkaşoğlu’na da bir ders vermek amacıyla Halil Baba’ya Nakkaşoğlu ’nu hicveden bir şiir yazmalarını rica etmişler.
Halil Menşuri de Nakkaşoğluna hitaben şu şiiri yazmış:
Namussuzluk kaplamıştır özünü;
Sana ne koyayım at, nakkaşoğlu!
Hayfoldu yürütemedin sözünü!
Yerlerin dibine bat nakkaşoğlu!
***
Eskimiş sakovun(1) kirlenmiş fesin
Ekmek atmak ile kesilmez sesin
Meyhane şuguğun(2) dahranın(3) pisin
Koklaya koklaya yat Nakkaşoğlu.
***
Frenk milletiyle konar göçersin
İlengeçin(4) yumurtasını içersin
Miden kötü,ufunetten kaçarsın
Bari evin ordan sat Nakkaşoğlu!
***
Mecliste söyledin çok devedarı(5)
Menfaatsiz kelpin olur mu yeri?
Dahramız temizdir,suyumuz arı (6)
İstersen bir yudum tat Nakkaşoğlu!
***
Aslın Harputlu mu,bilmem palalı
Üzerinden geçsin ……
Bugün menşurunin başı belalı
Belana,zıddına çat Nakkaşoğlu
—-
1-Sako: Ceket
2-Şuğuk: Meyhane cibresi (Üzümün çeşitli amaçlarla kullanılmak üzere, suyu sıkıldıktan sonra kalan çekirdek, sap, kabuktan oluşan ve şeker içeren posası)
3-Dahra: Kadem hane;eskimiş tuvalet, ademhane
4-İlengeç: Yengeç
5-Devedarı: Saçma sapan
6-Arı: Temiz,duru.