Hizmette Madde Bağımlılığı
“MADDE BU DÜNYAYA ÖZGÜ BİR ŞEYDİR; AYNI ZAMANDA DÜNYASAL GEREKSİNİMLERİ KARŞILAMAK İÇİN BİR ARAÇTIR VE DE GEÇİCİDİR. ”
Bilindiği gibi toplumda her gün madde biraz daha fazla değer ve önem kazanıyor. Maddenin çeşitliliği ve cazibesi her gün büyük bir hızla artıyor. Bu artışta da en önemli rolü medya oynuyor. Hiç bilmediğimiz, o güne dek hiç tanımadığımız birçok şeyi, reklamlarla bizde vazgeçilmez bir ihtiyaç haline getiriyorlar. Özellikle gençler dünyaya ve dünyasal şeylere odaklandıkça maddeye karşı istek ve arzuları çoğalıyor. Kazanmak ve sahip olmak isteği, yaptığı her işten, verdiği her emekten karşılık beklemeye yönlendiriyor onları. Karşılıksız hizmet etmeyi, vermeyi, paylaşmayı, bir karşılık almadan sevmeyi akılsızlık gibi görüyorlar.
Oysa yaşamın anlamına varabilmek, iyi insan olabilmek, profesyonel yapılan işler dışında başka insanlara karşı sevgide, şefkatte, merhamette, dostlukta, vermekte, paylaşmakta esirgemez olmayı gerektirir. Profesyonellik ise kazanç amacı ile yapılan işi, normal bir karla, ahlak, edep ve iş kurallarına uygun yapmak demektir. Karşılıksız verme duygusu kayboldukça; topluma sevgisizlik, kıskançlık, hırs ve hasislik egemen olmaya başlar.
Diğer taraftan dünyasal bilgi, birikim, eğitim, başarı, şan, şöhret, servet insanları iyi insan yapmaya yetmiyor. Eğer insan maddenin esareti altından kurtulamamışsa bu güzel nitelikler insanı daha çok güçlendiriyor; daha maddeci, daha hasis hatta daha acımasız yapıyor. Hangi meslekte olursa olsun amacı hizmet vermekten ziyade karşı tarafın daha çok parasını almak üzerine yoğunlaşıyor.
İnsanların bağlandıkları dinler, mezhepler, tarikatlar sisteminin amacı, düşünsel, duygusal ve ruhsal gelişim sağlamak içindir. Farklı öğretim sistemleri yararlıdır. Çünkü ruhsal gelişim için farklı olanaklar sağlarlar. Üniversiteler gençleri hayata hazırlayan, meslek kazandıran, bilimsel araştırma ve eğitim kurumları olmasının yanında ruhsal gelişime de önem vererek gerçek birer insanlık okulu olmalıdır. O zaman üniversitelerden yetişen avukatlar, yalnızca hakkın ve hukukun savunucusu, doktorlar Hipokrat Yemini’nin tutkulu yolcusu, hâkimler adaletin koruyucusu, mühendisler sağlamlık ve güzelliğin kurucusu olurlar. Para için işlerinden, mesleklerinden taviz vermezler.
Yaşamın anlamına, sevincine, güzelliğine ulaşabilmek için maddenin gerçeğine ulaşabilmek gerekir. Hepimizin bildiği gibi madde, bu dünyaya özgü bir şeydir. Daha doğrusu bir araç ve geçicidir. Maddeye bağımlılık, maddeyi putlaştırır, biz insanları ise yozlaştırır.
O nedenle hepimiz şunu iyi bilmeliyiz ki, yalnızca bu dünya yoktur. Hem bu dünyada hem öbür dünyada huzura kavuşabilmek için ruhsal dünyalarımızın aydınlanması ve zenginleşmesi bilincinde olmalıyız. Tek bir yol ise, bu dünyada maddenin gerçeğine ulaşmak ve maddenin esaretinden tamamen sıyrılmakla başlar.
Hoşça kalın…