Dolar 32,4945
Euro 34,9060
Altın 2.435,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 32°C
Az Bulutlu
Kilis
32°C
Az Bulutlu
Cum 32°C
Cts 32°C
Paz 28°C
Pts 25°C

İçine Düştüğümüz Kazan!

İçine Düştüğümüz Kazan!
A+
A-
24.02.2021
521
ABONE OL

A. Filiz GÖKDEMİR ÖZARSLAN

 

Merhabalar güzel insanlar, bir yazımla yeniden sizlerle olmak çok güzel. Her birinizi ayrı ayrı sevgilerimle selamlıyorum. Bugün konu başlığımız çok ilginç öyle değil mi? “İçine düştüğümüz kazan!” Ben bu benzetmeyi neden bu şekilde kullandım birazdan daha detaylı anlatacağım sizlere.

Konuya yavaş yavaş girecek olursak, madem kazan dedik, yani büyük bir tencere düşünün, ne yaparız onunla, güzel güzel yemekler tabi ki dediğinizi duyuyorum hemen. Aynen öyle yanılmıyorsunuz gerçekten. Bu güzel yemekleri yapabilmek içinde ne lazım elbette ki çeşit çeşit malzemeler. Yemek yapmak hem hüner ister hem de sabır ister. Emek vermek lazım yani… Taze ve kaliteli malzemeler ile bir de el becerisi ve sevgi ile enfes kokan yemekler yapılır. İşte şimdi ben konu başlığımızdaki kazana gelmek istiyorum hemen müsaadenizle. İçine düştüğümüz o kazanı aileye benzetiyorum çünkü. Hepimiz o kazanda piştik öyle değil mi? Tuzumuzu, şekerimizi, yağımızı, acımızı yani aklımıza gelen her malzemeyle harmanlanarak bu günlere geldik. Bu kazanda olmazsa olmaz malzeme ise sevgiydi elbette.

O kazan içinde sevgi ile büyütülen çocuklar ise topluma hem ilmen hem de sanat adına güzellikler sunarlar. Demek ki ana malzemeler öncelikle sevgi ve baş karakterler ise anne ve baba aslında. Aile içinde sanat adına uğraşılar sunan bir anne, ya da baba var ise yetiştireceği evladının da sanata duyarsız kalması imkânsız gibi bir şey bence. Şekil a diyecek olursak ben ve büyük oğlum diyebilirim. Bu hobi şeklinde de kalmadı ve oğlum müzik adına devlet konservatuvarında aldığı eğitimler ile sanatının güzel mevkilerine geldi çok şükür. Burada bir mutfak vardı elbette o mutfakta da bir kazan. O kazanda da verilen emek ile içine ne malzemeler katılmışsa sevgi ile pişen bir yemek…

kazan

Diyeceğim şu ki aile kazanında pişen aşın tadı çok güzel olur. Bir yerlere gelmek öyle hemen kolay değildir. Boş duranı Allah bile sevmezmiş ya hani. İçine düştüğümüz kazan bu yüzden çok mühim. Konu başlığımız iyice netlik sağladı sanırım. Ailede sadakati gören çocuk aynı bağlılığı ileride kendi ailesinde de sürdürür. Aynadır aslında onun için ailesi. Ne görürse onu yansıtır hayatına. O kazan içinde dostluğun, dürüstlüğün önemi doğru harmanlanmışsa pişen aşın kokusu ve tadı da çok güzel olur. Aslında hayatı bir dokumacı ustası gibi ilmek ilmek örüyoruz.  Her attığımız düğüm sabrımızın göstergesi. Hiç bitmeyecek gibi gelir ya hani dokunan o kilim ya da halı. Yavaş yavaş ilerler, sanki uzaklardan bir gramofondan gelen bir şarkının nağmeleri gibi… Notalar uçuşur her ilmekte… Sanat güneşimiz Zeki Müren söylemektedir dumanlı sokaklardan gelen seslerde:

Sevmekten kim usanır, tadına doyum olmaz

Hangi gönül uslanır ah, sevenle oyun olmaz…

 

Gün gün verdiğiniz emek ile dokunmuş şaheseriniz, göz nurunuz karşınızda duruyordur artık. Kolay olmadı ama öyle değil mi? Tıpkı kazanda pişen aş gibi… Aile içinde verilen her bilgi, emek ve sevgi kazandaki yemeğin lezzetini daha da arttırır. Fakat düştüğünüz kazanda her zaman güzel malzemeler olmayabilir. Kader diyelim bunun adına. Her çocuk şanslı olamıyor maalesef. Doğuştan hayata bir-sıfır yenik başlıyor. Ya annesini ya da babasını kaybetmiş olabiliyor. Ya da hayatta iseler bile istediği imkânları bulamayabiliyor. Bunlar hem maddi hem de manevi arzuları aslında. Gerekli yönlendirmeleri ailesinde bulamayınca da istemeden dibi tutmuş aşlarda pişebiliyor maalesef o kazanda…

Araya güzel bir tebessüm bırakmak istiyorum biraz, bu kadar kazan kelimesi geçerse akla kim gelir sizce. Tabi ki Nasrettin Hoca… Hani komşusundan kazan istiyor ve geri iade ederken de yanına küçük bir kazan daha ilave ediyor. Ardından yine istediğinde komşu nasılsa iade edecek diye seve seve veriyor. Fakat hoca bu ya geri iade etmiyor.  Kapısı çalındığında da senin kazan öldü diyor tabi. Sinirlenen komşu kazan hiç ölür mü hoca dediğinde ise Nasrettin Hoca:

 “Doğurduğuna inanıyorsun da ölünce neden feryat edip inanmıyorsun?” diyerek bizleri güldürüyor nüktedanlığı ile… Nurlarda uyusun. Şu dünyada en güzel şey insanların yüzlerinde tatlı bir huzur ve tebessüm bırakabilmek bence…

kazan2

Bugün sizlere seçtiğim konu başlığımla içimden geçen duygularımı aktarmaya çalıştım. Umarım sizleri sıkmamışımdır. Tamamen bana ait doğaçlama hislerim. Şiirsel yüreğimi konuşturmaya çalıştım naçizane. Hatalarım olduysa affola lütfen. Dilerim içine düştüğünüz kazanda güzel aşlar pişer… O güzel lezzetlerden tadanlar da bayrağı aynı şekilde devralıp devam ederler diye düşünüyorum. Böylesine güzel aile mutfaklarında, bilgi tezgâhlarında pişen kazanlarda, Ata’mız Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, çağdaş ve modern daha ne güzel nesiller yetişecek inşallah inanıyorum.

Bir yazımın daha sonlarına geldim yine hiç istemeden. Tekrar sizlerle oluncaya kadar hoş kalın hoşça kalın inşallah. En derin sevgi, saygı ve selamlarımla.

YORUMLAR
  1. Sema Erdogan dedi ki:

    Sevgiyi okşar yalın vegercek olarak yazmissinkiherseyin basının sevgi olduğunu,geçmişte ve gelecekte de sevginin insan hayatında yaşamında evdeki kaynayan kazanlarda pişen yemeklerde tat vermeye devam edeceğini insan ömrünü değerli kılan herşeyin aile değerlerinde gizli olduğunu çok güzel anlatmissin. İlk sevgi,saygı ve davranışlarımızın ilk egitimini aileden aldığımızı kabul etmemiz gerek bu dünyada tek servet ailemizdiryasanan her türlü sevinçler mutluluklarbirlikte yasanmalidir diyerek hayatınızdan örneklerede yer vererek beni ve benim gibi okuyucularımızın gönlünü fethettinizAtamiz Mustafa Kemal Atatürk’ün denizle bir kazandapistiginive her Türk evladinindaAtasini örnek alması gerektiğini vurgulamış çok yerinde olmuş. Bu güzel orneklerin ve yazınızın devamını diliyorumTesekkurlersaygilar sunuyorum iyiki varsın değerli arkadaşım A.Filiz GokdemirOzarslan