İlk Kent: Söğüt İlçesi-4

Nejat TAŞKIN

Dörtyüz bin ağaç düşünün. Dört senede dikilen ve tutan dörtyüz bin ağaç bu 4 bin 300 nüfuslu bir kasabanın fert başına düşen ağaç miktarı on bindir. Ve yıllar sonunda görüntüsü elbette manevi bir hizmetin yükseliş gücünü ispat edecektir. Fıstık ağacından, meşesine varıncaya kadar, kayalar üzerine dahi dikilen bu ağaçların her gün sulanması ve bakımı elbette vatan sevgisinin en güzel şeklidir. Bu şeklin içinde kendini bu hizmete veren, o genç komutanı elbette saygı ile anmak lazımdır.

Atatürk nesillere örnek bir vatan kurtarmıştır. Ondan sonra gelenler bu esere hizmet ettiği müddetçe eser, yüz yıllar boyunca kıymetini bulur. O halde, her Türk’ün bilmesi lazım gelen tek ana unsur bu vatana örnek hizmetler yapabilmektir. SÖĞÜT kasabası yedi asır, hiçbir şekilde, hiçbir yönden nasibini almamış; insanlar doğmuş, büyümüş ve ölmüş… Ertuğrul Gazi’den beri, böyle gelmiş, böyle gitmiş.

Biraz derine dalsak, böyle gitmemesi lazım geldiğine inansak o zaman nesiller boyu, unutulmayacak bir başarı kazanırız.

O halde SÖĞÜT’te yapılanlar nedir? Bir Türk devletinin kuruluş şehri olan bu beldede 700 senelik sesler duyulur. Bu seslere, kulak vermek, istenilenleri yapmak lazımdır.

İşte Yarbay Mehmet AYHAN bunu yapmıştır ve yapmaktadır. Bu ses, torunlarından yalnız ve yalnız çalışmak istemiştir. Kuvvetli olmamız için fert fert çalışma mecburiyeti içinde bulunmamızdan daha güzeli yoktur.

Tabiat her şeyini vermiştir SÖĞÜT’e… Bağlar, bahçeler ve sular. Bütün bunlar bir araya geldiği zaman SÖĞÜT’te her şey boldur. Geriye çalışma kalmıştır. Yol lazımdır; toprak lazımdır, iş lazımdır; çoraktır ama madenleri vardır; dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan en kıymetli mermer ocakları bulunmasına rağmen, en ilkel çalışmayla hizmete sevk edilmiştir. Yeşilinden pembesine kadar her renk ve desende mevcut mermerlerin bugün dünya piyasasında değeri SÖĞÜT’te kıymetlendirilmiş olsa, on tane SÖĞÜT’ü yeni baştan kurar. Fakat yol davası, halledilmediği müddetçe, SÖĞÜT, Bilecik iline bağlı, unutulmuş bir kasaba olarak bağrı yanık türkülerini dilden dile söyler…

***

SÖĞÜT’te her yıl eylül ayının ikinci haftasında Ertuğrul Gazi’yi anma törenleri düzenlenir. Bu yazılara konu olarak bu seneki 12 Eylül gününü de anlatmak ve dile getirmek SÖĞÜT’ü tanımlamaya yardım eder.

Mehter başının yelesini sallayarak tüm alanı dolduran on binlere haykırışı ve yürüklerin kundak çocukları ile birlikte tören yerinde bulunmaları, Ertuğrul Gazi’yi anma gününün değerini bir kat daha artırmaktadır.

Alanı süsleyen Atatürk, Ertuğrul Gazi, Sultan Osman ve diğer 25 Türk büyüğünün kaideleri bir ayrı özellik taşımaktadır.

(Devam edecek)