İnsana Saygı
Ramazan Düşünceleri:
İnsana Saygı
Metin MERCİMEK
“KENDİNE SAYGI DUYULMASINI İSTİYORSAN BAŞKASINA SAYGI GÖSTER! SANA YAPILMASINI İSTEMEDİĞİN ŞEYLERİ BAŞKASINA YAPMA!” (KONFÜÇYÜS)
Saygının, terim olarak en çok kullanıldığı yer kişiler arası ilişkilerdir. En çok da göz ardı edilen kişiler arası ilişkilerde kendini gösterir. Bu nedenle, saygı sözcüğüne verdiğimiz bu değeri, şu şekilde de tanımlayabiliriz: “Saygı, başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu”dur.
Ayrıca, hepimizin bildiği gibi saygı, bir başkasının hakkını gözetme anlamında kullanılır. İnsana saygı düşüncesini daha derin bir ifade ile ele aldığımızda, “Kendini sevdiğin kadar komşunu sevmelisin” derken, saygı kavramı üzerinde önemle durmak gerekir. Buradaki saygı kavramı, dostça bir tutum içinde olmayı hem de saygının evrensel bir değer olduğunu teşkil etmektedir.
Yukarıda belirtilen “Kendini sevdiğin kadar komşunu da sevmelisin” ifadesinden hareket ederek, eğer komşumuz iyi bir insansa, ona saygı göstermekte zorluk çekmeyiz. Fakat ya komşumuz, bir türlü vazgeçemediği kötü alışkanlıkların tutsağıysa, onu nasıl seçebiliriz? Bakınız bu önemli soruya, İslam filozofları şöyle cevap vermektedir: “Tanrı kul ilişkisi komşusunu da içine almakta ve dualarında, bu ilişkiyi de dile getirmektedir. Dini kuralları yerine getiren kimse, Tanrı’nın fiillerinin, çevresinde ve dolayısıyla komşusunda ortaya çıktığına inanmaktadır. O halde, bütün eksikliklere rağmen, komşusunu sevmesi Tanrı’yı sevmesi demektir” diye belirtilmiştir.
“Kendini sevdiğin kadar komşunu da sevmelisin” düşüncesini, Kilis’in çok sevdiği Mutasavvıf insan Şeyh Efendi’de (Mehmet Vakıf Tazebay) dile getirmiştir. Onun “Dini sağlam temeller üzerine oturtalım” diye ortaya koyduğu “Arındırma Yöntemi”nde, bu konuyu Kilis halkına devamlı duyurmuş ve karşılıklı diyaloglar düzenlemiştir. Şeyh Efendi, bu yöntemle herkesi Baytazzade Tekkesi’nde toplayarak onları dini açıdan aydınlatma yoluna gitmiştir.
İnsana saygı konusunda Prof. Dr. Üstün Dökmen de bakınız neler söylemiş bir görelim: “Yere düşen ekmeğin üstüne basan insan görmedim, ama yere düşen insanı tekmeleyen çok kişi gördüm” diyerek saygının ne denli bir değer taşıdığını da şu sözlerle tamamlıyor: “Ekmek nimettir kabul, peki insan nimet değil mi?” diye açıklamada bulunmuştur.
Kişiler arası ilişkileri en güzel şekilde ortaya koyan, ayrıca başkalarının hakkını tam anlamıyla koruyan saygı etkeninin, hayatımızdan hiç eksik olmamasını diliyor ve “Ramazan Düşünceleri”nin bir başka güzelliğinde yeniden buluşalım diyorum.
Hoşça kalın.