İnsanlık Anlayışının Sonuç Değerleri

Sabahattin YARAR
Bazı ateistler (dinsizler) kendilerinin dine inananlardan daha gerçekçi olduklarını, insan sevgi ve vicdanının inançların ötesinde bir gösterge olduğunu savunurlar. Dürüstlük ve sevginin, iyilik ve hoş görünün sağladığı ortamın, sözde dindarların davranış ve tutumlarından çok daha fazlası olduğunu iddia ederler.
Bunlardan söz ederken ateistliği savunmak gibi bir algı oluşturmak istemem. Ancak manevi güç yanında, ateistlerin savundukları unsurların hiç de yabana atılır olmadığının hakkını da vermek gerekir. Dürüstlük ve insan sevgisinin yanında, bunların devamı, doğa, çevre, hayvan sevgileri, çaba, emek gibi değerlere de saygı göstermenin, zaten dinin emirlerine uyum sağlamanın koşulları olduğunu yadsımak düşünülemez sanırım. Durmadan bel altı konuların işlendiğini, haram, dolandan, yolsuzluklardan hiç söz etmemenin dinin inandırıcılığına gölge düşürdüğünü anlamamak için kör ve sağır sultan olmak gerekir herhalde.
Yapılan davranış ve uygulamaların dini yönden karşılıklarının olduğu hepimizce bilinen bir konudur. Cennet ve Cehennem bu eylemlerinin sonuçlarını içeren kavramlardır. Bazılarınca; kavramlar, dinimizin indirildiği Arap ülkeleri dikkate alındığında, sıcak ve çekilmez bir doğa yapısına sahip olmaları nedeniyle, Cehennemi bu koşulları dikkate alarak yorumlamaktadır. Su kaynar, yemekler kaynar, yaşanacak yer ateş dolu, her şey aşırıdan da beter sıcak, cezaların çekileceği yerdir Cehennem… Kuzey Avrupa ve soğuk bölgelerde ise, Cehennem yerin altı, suları donmuş, insanlar kaskatı, buzdan başka bir şeyin bulunmadığı yerdir. Bu ülkelerin insanları da kıştan çok etkilendiklerinden Cehennemi böyle tanımlıyorlar.
Şöyle böyle, Cennet ve Cehennem tanımları böyle… Demek ki, belli bir yaşamın sonucunun değerlendirileceği düşüncesinin, inancın son aşaması buralardır. Yapılan her işin ödüllendirilmesi veya cezalandırılması kişinin kendi sorumluluğu ve davranışı ile belirlenmekte, insan yaşamı bu kriterler(ölçütler) içerisinde devam etmektedir. Dünya yaşamı sürüp giderken, Cennet ve Cehennemin varlığı da tartışılmakta, İnsanların davranışlarının sonuçlarına göre değerlendirmeler yapılmış bulunmaktadır.
“Cehennem insanın kalbinde sevginin bittiği yerdir.” demiş DOSTOYEVSKİ… Sevginin önemini, anlamı çok geniş alanları kaplayan bu söylemin yokluğunun insana Cehennemi yaşatacağı gerçeğini dile getirmiş. Sevginin her olayın çözümleyicisi olduğu gerçeğini tanımlamıştır.
Cenneti yorumlayan OSHO ise, “İyi insanlar Cennete gider değil, iyi insanlar nereye giderse Cennet orası olur…” diyerek, tüm sorunların insanların davranışlarına bağlı olduğunu anımsatmıştır. Sonuçta, insan sevgisi, dürüstlük, doğruluk, vatan sevgisi, iyilik ve özverili davranışlar zaten huzur ve düzenin baş unsurlarıdır. Eğer tam uygulanırsa, dinimizin emirlerinin en önemli kısımlarıdır. O zaman görülür ki, insanlar cenneti dünyada yaşıyorlardır.
İster dinimizin emirleri, isterse ateistlerin söylemleri, insanların davranış ve eylemlerinde sevgi, saygı, dürüstlük, doğruluk varsa, yaşanacak bir dünya da var demektir. Cennet de, Cehennem de bu dünyada yaşanmaktadır zaten… Güzel ve mutlu günlere…
Yeniden buluşalım…