Dolar 32,3205
Euro 35,0717
Altın 2.280,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 21°C
Az Bulutlu
Kilis
21°C
Az Bulutlu
Cum 26°C
Cts 27°C
Paz 27°C
Pts 26°C

İrtica ve Ayrılıkçı Hareketler

İrtica ve Ayrılıkçı Hareketler
A+
A-
08.08.2015
322
ABONE OL

M. Yahya EFE

Sevgili okurlarım, daha önceki bir yazımda da belirtmiştim. Türkiye Cumhuriyeti üç korku temelinde kurulmuştur.

Bunlar:

1- İrtica ve anti laik düşünceler,

2- Ayrılıkçı hareketler,

3- Komünizm ve sosyalizm korkusu.

Bu üç korku, Cumhuriyetin başlangıcından bu yana, değişen konjonktürlere göre değişen oranlarda hep belirleyici ve etkili olmuştur.

Bazen birisi, bazen de diğeri öne çıkmış, bazen de üçü birden etkili olmuştur.

Bunlardan üçüncüsünün günümüzde pek etkinliği kalmamıştır.

Diğer iki sorun ise hala etkinliğini sürdürmektedir.

Türkiye Cumhuriyetinde geçen 92 yıla rağmen, hala günümüzde irtica tehlikesinden bahsedilmektedir.

Bugün Türk vatandaşlarının bir bölümü, hala Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak yerine, “padişahım çok yaşa” demek istiyorlarsa, halifenin veya padişahın kulları olmaya özen gösteriyorsa, ülkede düşünmemiz gereken ciddi bir durum var demektir.

İrtica var demektir.

Rejim tehlikede demektir.

Vatandaşlarımızın bir bölümü; hala Türk vatandaşı olma yerine, padişahın kulu olmayı bilincine yerleştirmişse, ülkede irtica var demektir.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni bilinç ve güç anlamında koruyabilecek tek kurum, Türk Silahlı Kuvvetleri’dir.

Türkiye’de rejimin bekçisi, vatandaşlık bilincidir diyebildiğimiz zaman, ülkede irtica tehlikesi ortadan kalkar.

Atatürk, Hilafeti kaldırarak, tekke ve zaviyeleri kapatarak Türk Milletini kara taassuba iten her türlü gericiliğe karşı bir mücadele başlatmıştı.

Bu nedenle, gericiler tarafından Atatürk’ün anısına yapılan çirkin saldırılarla şekillenen, Atatürk düşmanlığı yeni bir olgu değildir.

Gericiler, Atatürk’e karşı 1926 yılında suikast teşebbüsünde bulunmuşlar, ancak muvaffak olamamışlardı.

Atatürk bu suikast girişiminin kendi kişiliğinden çok, Cumhuriyet rejimine ve onun dayandığı ilkelere karşı olduğunu vurgulamış; Türk halkına şu demeci vererek, ona olan güvenini belirtmiştir:

“Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalabilmesi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bilincinin, tüm vatandaşlarımızın bilincine yerleşmesiyle sağlanır.

Bu memleket hepimizin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık bilincine sahip olan herkesi düşünmeye davet ediyorum.

Toplumumuzda genel olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bilincinin tam olarak gelişmesiyle, irtica sorunu temelden çözülür.

Ne mutlu Türküm diyene” diyen vatanseverlerin bu memleketi geleceğe, aydınlığa taşıma vakti geldi de geçiyor.

Son dönemde açıkça görülen Atatürk düşmanlığı ve irtica tehlikesi karşısında, millet olarak yapmamız gereken;

Her zamankinden daha fazla onun kurduğu Cumhuriyet’e sarılmak, hedeflerine ulaşmak için daha fazla çalışmak ve vatandaşlık bilincine sahip olarak, onurlu bir millet olmanın gereklerini yerine getirmektir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.