İstanbul’a Kar Yağdı…
Nejat TAŞKIN
Yıllardır hasret kaldığım bu görüntüyü odamın penceresinden bakarak izliyorum.
Evet, İstanbul’a kar yağıyor. Bu görüntüleri yıllar evvel Erzurum ve Erzincan’da görev yaptığım yıllarda çok görmüştüm. Hele eskilere düşündüğümde hava sıcaklığı, sanki buz görüntülerini başıma düşmesin diye Erzurum caddelerinden koşarak, birliğime ulaşmaya çalışırdım. Hatta bir gece yürüyüşü için rahmetli komutanım Yalçın Öztünç’a sayın komutanım bu akşam gece yürüyüşüne çıkmayalım dediğimde, o da bana nedenini sormuş bende ona ordu komutanlığının emri var diyerek,-18 dereceyi gösteren termometre ve -15 olmadığı sürece yürüyüşümüze iptal etmeyeceğini hatırlatmıştı. O da bana dönerek, “Taşkın” demişti “Düşman hücum ettiğinde, hücum etme hava sıcaklığı -18 mi diyeceğiz? Onun için birliği hazırla ve gece yürüyüşü için Nene Hatun yaylasına doğru yola çıkalım!…”
Hazırladım birliği kar tipi halinde öylesine yağıyor ki Amerikan parkelerimiz içinde araba lambalarıyla aydınlanan yolu zor görüyoruz.
Yürüyüşe başladık ve 5 dakika sonra Nene Hatun yaylası önünde komutan kaşlarını dikerek gözlüğünü düzeltti ve bana tekrar döndü:
– Taşkın dedi, yürüyüşü bırakalım. Önümüzü göremiyoruz. Bütün bölük arabalara atlasın birliğe dönelim, gazinoda yürüyüşü tamamlayalım. Evet, o gün böyleydi bugün gazetelere bakıyorum -33 derece şark vilayetleri Allah yardımcıları olsun derken, ben pencereden İstanbul karını izliyor ve 2 gündür gidemediğim Kilis Vakfı doğru yol almak istiyorum. Mümkün değil, buzlanmış yolda kayan arabalar ve karın şiddetini arttırdığı bir tablo bu tablo içinde fakir fukarayı düşünüyorum. Birkaç gün evvel ziyaret ettiğim askeri ücretli ve üç çocuklu bir ailenin yanmayan soba ile birlikte halen gündüz saat 12 olmasına rağmen yorgan altında barınmaya çalışan 5,6 ve 11 yaşındaki çocukların yardım çağrısını dile getirmek istiyorum.
Belediye ve sosyal yardım kuruluşları ailenin reisi asgari ücretli ve sosyal güvencesi olduğu için maalesef yardım etmiyor. Ben de aklım sıra bir çözüm önerdim. “Ayrıl eşinden” dedim. Biraz pişman oldun, imam nikâhınız olsun diye düşündümse Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk Türkiye’sinde laik bir düşünce kimliği altında nasıl böyle öneri ileri sürebildim! Sözümü geri aldım. Arkama dönüp yağan kar altında görevime gitmek için yola çıktım. Fakat sizler mutlaka televizyon etrafında çok daha görüntüsünü izlemişsinizdir.
Elbette karakıştır ve karakışlığını yapacaktır. Barajlar dolacak, su endişesi kalmayacaktır. Ama ne var ki önemli olan sen tok yaşarken komşun aç yatıyorsa ve ayakkabıları yoksa bir çift ayakkabıyı ailede iki çocuk paylaşarak giyiyorsa bu 5 yaşındaki Erbil, babasının işten atılmasıyla gözyaşlarını babasıyla birlikte siliyorsa, desteklediğimiz bunlara acil el konmuyorsa ve Fizik öğretmenin kadrosu olmadığı için bir terörün kurmanı oluyorsa şehit, polis mesleğinin görevi içinde şehit düşmesi çok düşündürücüdür.