Kamyon Çarpmışa Dönmek, Düşüncesizlik Demek!…
Sabahattin YARAR
Acaba yazan olur mu diye bekledim baktım yok, ben yazayım birazcık dedim. Aylardır gündemden düşmeyen olaylardan, payıma düşen kadarını yazayım, isimlerden söz etmesem bile siz nasıl olsa anlarsınız diyerek başladım.
“Kamyon çarpmışa dönmek” diye bir sözümüz var herkesin bildiği. Hiç beklenmedik anlarda, sürprizlerden bile daha etkin olumsuzluklar karşısında söylenen bir deyimdir kamyon çarpmışa dönmek… Genelde beklenmeyen sonuçların esas hazırlayıcısı da bizler oluruz. Ama yakınan, dertlenen, örtbas etmeye çalışan da biz oluruz…
Yönetilen bir kuruluş veya işletme, kurum, devlet işlerinde ciddiyet ve dürüstlüğü, çalışkanlığı göz önünde bulundurmazsa, oluşacak sonuçların olumsuzluğu ile ne olduğunu şaşırır, ciddiyetsizliğin cezasını çekmek zorunda kalır.
İşin doğrusu yönetimlerin, kendi iş ve sorumluluklarını, yine kendi ve güvenilir elemanları ile yürütmek gibi bir ilkeleri olması koşulu vardır. Bu ilke göz ardı edilirse, gelişi güzel davranışlar laçkalaşma, basiretsizlik, başarısızlık ve yolsuzluklarla dolu bir ortamın oluşmasına yol açar. Güven, inanç ve yürütme büyük yaralar alır. Her önüne gelenin söz sahibi, makam sahibi olması, işle ilgisi olmayanların sırlara ve bilgilere ulaşması, sonunda insanı veya kurumları kamyon çarpmışa döndürür…
Son günlerde ülkemizde ardı ardına oluşan olaylar, bu gerçeği ortaya koymuş, yanlış ilişki ve çıkar olayları, birçok iddianın dillenmesine neden olmuştur. Gerçekte yürütme ve yönetimin sahip olması gereken bilgilerin, sorumsuz, ilgili olmayan, suç örgütü liderlerinin ellerine geçmiş olması, yönetimin ciddiyetsizliğinin ve sorumsuzluğunun göstergesini oluşturmuştur.
Bir FETÖ olayının neden olduğu büyük olaylar ortada dururken, yeni ilişki ve olumsuzlukların ortaya çıkması düşündürücüdür. Ders alınmadığını gösterir. Susurluk’ta kamyona çarpan araçta ölen, suçlu olarak aranan Çatlı’nın devletin görevlileri ile birlikteliği henüz unutulmamış iken, Sedat Peker videolarının ortaya çıkması işin tuzu biberi olmuştur. Bu kadar bilgi ve belgenin, suç lideri olan birinde bulunması ne demektir? Bu içli dışlı ilişkiler sonucu ortaya konulan iddiaların cevapları nasıl ve kimlerce verilecektir acaba? Hukuk Devleti olmanın gerekleri ortaya konulacak, inceleme ve araştırma yapılacak mı?
Derken, S. Baran KORKMAZ olayı da yeni bir kamyon faciasını oluşturdu. Avusturya’ya kaçan, ABD isteyince tutuklanan bu sözde iş adamının ilişkileri de Peker kadar içli dışlı bir
Yumak niteliğindedir. Yazılan, çizilen iddiaların cevap bulması, kaçınılmaz bir gerekliliktir. Nedense Amerikan mahkemelerinden kurtulmak istemektedir. Türkiye’yi kurtuluş yeri gibi görmektedir.
Böyle düşünen bir suçlumuz sevgili Tosuncuk da, kendini Türk Adaletinin güvenilir kollarına atmış bulunuyor. Yüzlerce insanımızı dolandıran, milyarlarca lirayı iç eden Tosuncuk mağdur edebiyatı yapmaya başladı bile.
Bu olaylara bakarak, acaba daha ortaya çıkmamış ne gibi ilişkiler ve işler var diye düşünmeden edemiyor insan. Ortada Venezüella, 128, rüşvet alan siyasiler, ispatı güç servetler varken, yenilerini de düşünmek çok da boş bir davranış olmaz herhalde. Çoğunun üstü örtülüp, uyumaya bırakılacağı kuşkum da var. Bakalım ne olacak?
Her yasal olmayan, millet ve ülke zararına olay bir gün mutlaka kamyon çarpmışa dönecek şekilde muhataplarını bulacaktır. İnsanın adaleti şaşsa bile Allah’ın adaleti er geç yerini bulacaktır. Güzel ve mutlu günlere umutla…
Yeniden buluşalım…