Karşılıksız Hizmet Kavramı
Metin MERCİMEK
“İYİ İNSAN OLABİLMEK, BAŞKA İNSANLARA KARŞI SEVGİDE, ŞEFKATTE, MERHAMETTE, DOSTLUKTA, HAYIRSEVERLİKTE, PAYLAŞMAKTA ESİRGEMEZ OLMAYI GEREKTİRMEKTEDİR.”
Çevremize dikkatlice baktığımız zaman, toplumda her gün madde biraz daha önem kazandığını görmekteyiz. Maddenin çeşitliliği ve cazibesi her gün büyük bir hızla artmakta… Bu artışta da en büyük rolü medya oynamakta… Hiç duymadığımız, hiç görmediğimiz birçok şeyi, reklamlar vasıtasıyla bizde vazgeçilmez bir ihtiyaç haline getirmektedir. Bu konuda gençlerimiz, sözünü ettiğimiz dünyasal şeylere odaklandıkça maddeye karşı aşırı istek ve arzular da çoğalmaktadır. Burada çok önemli olan nokta şudur: Kazanmak ve sahip olmak isteği, yaptığı her işten, verdiği her emekten karşılık beklemeye yönlendirmekte. Oysa karşılıksız sevmek ve karşılıksız hizmet etmektir asıl amacımız. Hatta toplum içinde karşılıksız hizmet etmeyi, vermeyi, paylaşmayı, bir karşılık almadan sevmeyi akılsızlık gibi görenler bile vardır.
Hepimizin bilmesi gereken önemli bir konulardan biri de, yalnızca bu dünya yoktur. Hem bu dünya da, hem öbür dünyada huzura kavuşmak için iç dünyamızın aydınlanması ve zenginleşmesi olmalıdır. Hemen aklımıza şöyle bir soru gelebilir: Bu yolun en büyük ve anlamlı çözümü nedir? Bunun cevabı ise, dünyada maddenin gerçeğine ulaşmak ve maddenin ne olduğunu iyi bilmektir. Daha doğrusu maddenin esaretinden sıyrılmakla bunun gerçeğine ulaşılacaktır.
Başka bir soru da şöyle gelebilir. Madde denilen şey nedir ve neler yapmamız gerekir? Bunun cevabı da, yaşamımızın sevincine, güzelliğine ulaşabilmek için madde derinliğinde var olan asıl gerçekleri çok iyi bilmemiz gerekir. Biliyoruz ki, madde bu dünyaya özgü bir şeydir; dünyasal gereksinimleri karşılamak için bir araçtır, hem de geçicidir. Ayrıca kırılır, kaybolur, yok olur özelliğe sahiptir. Bilhassa öbür dünyaya giderken bunların bir zerresini bile götürebilmemiz mümkün değildir. Bakınız bu konuda Büyük Şairimiz Yunus Emre ne güzel söylemiş:
“MAL SAHİBİ, MÜLK SAHİBİ
HANİ BUNUN İLK SAHİBİ
MAL DA YALAN, MÜLK DE YALAN
VAR BİRAZ DA SEN OYALAN.”
İşte iyi insan olmaya, insanları sevmeye ve hizmet etmeye dünyasal bilgi, birikim, şan, şöhret, servet hiç bir zaman yetmemekte. Çünkü insan maddenin esareti altından kurtulamamışsa bu saymış olduğumuz güzel nitelikler insanı daha çok güçlendirmekte. Ayrıca daha maddeci, daha hasis ve daha acımasız yapmaktadır.
Unutmayalım ki, hayatımızı devam ettirirken en çok aradığımız şey, huzur ve mutlu olmaktır. O nedenle bu dünyada mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak, maddenin esaretinden kurtularak karşılıksız olarak sevmek ve karşılıksız olarak hizmet vermemiz gerekmektedir.
Hoşça kalın.