Kendi Serüvenimi Anlatmaya Devam: Bu Serüvende Anamın Yeri
Mehmet KILIÇOĞLU
Babamın ölümünden sonra,ben iki-üç ay hep ağladım.Babamın yok oluşuna bir türlü inanamıyordum.O,bağda,tarlada gelen,atından inerken gür sesiyle bizleri çağırması hep kulağımda yankılanıyordu.
Ama her zor olayı azaltan,külleyen zaman benim de baba acımı azaltıyordu.Hayat devam ediyordu.
Biz,anam ve üç bekâr erkek kardeş evde babasız kalmıştık.Anam,bizlere her konuda yardım ediyordu. Kilis’te bulunanen büyük abim köye göçtü.Evi ayrıydı.Ancak,bağ-tarla işlerinde başımızda duruyordu.Evin daha iyi yönetilmesi için bizimle birlikte çalışıyordu.
Bizleriçin anam daha önemliydi.Evin içindeydi.Bizlere aş-ekmek yapıyordu.Sabah-akşam bizi gözetliyordu.Ancak,anam,babamın ölümüne de çok üzülüyor,yanıyordu.Yalnız kalınca,akşam ve sabah erken,hep ağıt yakıyordu,eşine,babama.Bizler,duymasın,üzülmesin diye kendi kendine kısık sesle ağlıyordu.Bizi görünce de susuyordu.
Anam,babamın ikinci eşiydi.İlk eşi ölünce,anamla evlenmiş.Babam yoksul olsa da anama sevgiyle yaklaşmış. Her işe gitmiş.Evini geçindirmek için çabalamış.Amacı anamı rahat ettirmekmiş. Altı çocukları olmuş.En küçüğü bendim.İki kız, dört erkek.Yani anam ile babam iyi geçinen huzurlu bir aileymiş.Onun için anam babamı hiç unutamadı.
Anam,biz üç bekâr erkeği bakıp büyüttü.Büyük abim on beş,benim büyüğüm on üç,ben ise on yaşındaydım.Anamın tek arzusu,bizlerin büyüyüp birer meslek sahibi olmasıydı.Evlenmemiz ve çocuklarımızı görmesiydi.Biz,üç kardeş de anama zorluk çıkarmadık.Kendi bağımızda,bahçemizde çalıştık.Yeri geldi,yevmiyeyle başkasının işine gittik.Büyüdük.
Nizamettin abim polis oldu,Zeki kardeşimdemir-çelik fabrikasında işçi oldu,ben yatılı okullarda okudum.Ortaokul,Türkçe öğretmeni oldum.Üçümüz de
Evlendik, çocuklarımız oldu.Anam,bu güzel olayları gördükçe çok mutlu oldu,sevindi.Torunlarını gördü.Onları sevdi.Kilis Kız Öğretmen Okulu’nda çalıştığımız zaman,lojmana gelir kızımıza bakardı,çok mutlu olurdu(1978-80).Artık,babamın acıları eskisi kadar,kalmamıştı.Çocukları,yetim olsa da kendisinin elinde büyümüşler,başkalarına muhtaç olmamışlar,ev-bark sahibi olmuşlardı.
Eğitim enstitüsünü bitirmiştim(1973).Muş Kız Öğretmen Okulu’na edebiyat öğretmeni olarak atanmıştım.Anam,çok sevinmişti.”Ben de seninle gideceğim”dedi.
Okullar açılırken anamla ben Muş’a gittik.Kiraladığım evin üst katında ev sahipleri oturuyordu.Kış çok soğuk geçiyordu.Ev sahipleri,Kürtçe konuşuyordu.Biz Kürtçe bilmiyoruz.Beş yaşında kız çocukları kapıya geliyor,ben evdeysem içeri girmiyor.Anam o yıl benimle kaldı.Hem çevresinde hem de başka yerde gururla dolanıyordu.Oğlu okumuş,öğretmen olmuştu.Orta yerde kalmamıştı.Anam ertesi yıl “Oğlum ben Muş’a gitmeyeceğim.Yalnız kalıyorum.Canım sıkılıyor”dedi.Ben de “Olur anam”dedim.Anam ikinci kez evlenmedi.Babamın ölümünden sonra otuz yıl yaşadı.Bizleri büyüttü.Ölünceye kadar da babama ağıt yaktı.Anama Allah rahmet etsin diyorum.Bizleri,boynu bükük bırakmadı.Adam etti.Başımız dik yaşadık.
*Bu seride kendimin yetişmesinde önemli yeri olan kişileri tanıtmaya devam edeceğim.