Kestane Kebap
Kestane, insanoğlunun ilk besin kaynaklarından biri olduğu için halk arasında “ekmek ağacı” olarak adlandırılmıştır.
“KESTANE, İNSANOĞLUNUN İLK BESİN KAYNAKLARINDAN BİRİ OLDUĞU İÇİN HALK ARASINDA “EKMEK AĞACI” OLARAK ADLANDIRILMIŞTIR. ALP DAĞLARINDA YAŞAYAN BUZUL ÇAĞI İNSANLARI YILIN DÖRT-BEŞ AYINI SADECE KESTANE YİYEREK GEÇİRİRLERMİŞ.”
Kestane denince, kestane tanelerinin üst kısımları hafifçe çizildikten sonra 200-220 derece ısıda 10-15 dakika süreyle fırına verilerek hazırlanır, ya da kömürlü sobaların üzerinde közlenir. İşte bu olay “KESTANE KEBAP” diye adlandırılır.
Birde eskilerde askerlik yapmak için gidenlerden çabuk haber almak ve onu mektup yazmaya teşvik etmek, hem de moral vermek için, mektubun sonuna “KESTANE KEBAP/ ACELE CEVAP” diye süslü bir şekilde yazılırdı.
Kestanenin yarar ve faydalarına geçmeden önce, kestane ağacından söz etmek istiyorum.
500 yıla ulaşan uzun bir ömür süren kestane ağaçları, kayıngiller ailesinin bir ferdidir. Bunlar 30 metreyi bulan dev yapılarıyla en görkemli ağaç şekli olup, daha çok kayalık yamaçlarda ve kumlu topraklarda yetişir. Aşılandıktan 5 yıl sonra meyve vermeye başlar ve en yüksek verimine ise 50-60 yıl sonra ulaşır.
Kış aylarının vazgeçilmez besinlerinden biri olan kestane, B1, B2 ve C vitaminleri açısından oldukça zengindir. Aynı zamanda potasyum, fosfor, magnezyum, klor, kalsiyum, demir ve sodyum mineralleri ile PP vitaminlerini de içerir. Şeker, protein ve yağ açısından zengin olan kestanenin, 100 gramında 200 kalori bulunmakta. Nişasta, mineral tuz, özellikle potasyum ve diğer besinsel değerleriyle kestane, kış mevsiminin olumsuz şartlarına, fiziksel ve beyinsel yorgunluklara karşı paha biçilmez bir besin türüdür. Kalp ve kas sistemini uyarıp organizmanın su dengesini düzenlemektedir. Yine kan dolaşımını hızlandırıp varislerin gelişimini de önlemekte. En çok potasyum düşüklüğünden yakınanlara önerilmekte olan kestane,100 gramında tam 500 mg. potasyum bulunmakta. Ayrıca çocuk, genç ve yaşlılar için çok değerli bir enerji kaynağı olup, yaşamı uzatmakta olduğu da söylenmektedir. Hatta Antik Çağlardan beri aşk iksiri olarak da bilinmekte… Ancak damar sertliği ve şeker hastalığından yakınanlar, kestaneyi ölçülü miktarda yemeleri tavsiye edilmektedir.
Kestane üzerine dair rivayetlere gelince… İnsanoğlunun bala batırarak tatlıya dönüştürüp yediği ilk meyvelerden biridir kestane. Antik çağda kutsal sayıldığı için saraylarda verilen büyük şölenlerin değişmez meyvesi imiş. Rivayete göre, Güney Avrupa’nın bir köyünde dört bin yıllık bir kestane ağacı varmış. 50 metre çapındaki gövdesi ve dev yapraklarıyla neredeyse tüm köyü kapsıyormuş. Yapraklarının adalet dağıttığına inanılan ağaç için “200 KİŞİLİK ŞÖVALYE ORDUSU” deniliyormuş.
İşte içerdiği vitamin, mineraller ve diğer besinsel değerleriyle kestane, kış mevsiminin olumsuz şartlarına, fiziksel ve beyinsel yorgunluklara karşı değer biçilmez bir sağlık iksiri olduğunu unutmayalım.
Hoşça kalın.