Kilis Musiki Derneği’ni Yaşatmak Görevimiz Olmalıdır

Geçtiğimiz günler Kilis Musiki Derneğinin Beşevler’deki Gençlik Merkezinde kendilerine tahsis edilen yeni yerlerinde eğitim ve öğretim vermeye başladığı haberini öğrendim ki, ne denli mutluluk duyduğumu anlatamam. Zira uzun zamandan beri faaliyetlerini sürdürecekleri bir yerlerinin olmadığını biliyordum. Dolayısıyla, onlar ve Kilis’im adına çok sevindim diyebilirim. Söz konusu yer ihdasında ilgilerini esirgemeyen Valimiz Sayın Süleyman Tapsız’a sonsuz şükranlarımı arz ediyorum

Derneğimizin ne zaman, kimler tarafından kuruluşuna dair pek bilgi sahibi olmamakla beraber, emekli öğretmenlerimizden Uğur Elhan hocamızın bir yazısı ile bilgilendiğimi itiraf etmeliyim. Edindiğim bu bilgiler ışığında, Kilis’in oldum olası Türk Sanat Müziğine karşı oldukça ilgili bir kent olduğunu, hemen her evde bir enstrüman bulundurulduğunu ve toplu olarak bir araya gelişlerde meşk seslerinin yükseldiğini, bayanların kabul günlerinde bile sazlı-sözlü eğlencelerin yapıldığı da öğrendibilgiler arasında.

Bugünkü adıyla Kilis Musiki Derneği, 1962 yılında merhum öğretmenlerimizden Ahmet Nuri Ulusoy tarafından Musiki Cemiyeti olarak kurulmuş. Günün şartlarına göre her türlü imkânsızlıklara rağmen, zaman zaman zor günler yaşasalar da cemiyeti kapatmamışlar, Ahmet Nuri Bey’in ölümünden sonrada bu kez oğlu olan ve her Kilislinin gönlünde farklı bir yeri olan rahmetli Nahit Ulusoy bu geleneği sürdürerek yakın zamana kadar başarıyla taşımıştır. Babası gibi emekli öğretmenlerimizden olan Nahit Ulusoy’u da geçtiğimiz yıllar kaybedince, bu kez aynı görevi Türk Sanat Müziğine gönül vermiş değerli hemşehrilerimizden M. Ökkeş Özköseler devralmış ve o da günümüzde iki yıldan beri başkanlığa getirilen, musikişinas kardeşimiz Gökhan Dinçşahin’e teslim ederek, Derneği bugünlere kadar ayakta tutma başarısını göstermiştir. O vesile ile her birine de ayrı ayrı minnettarlığımı, şükranlarımı sunuyorum. Aramızdan ayrılanlara da Allah’tan gani gani rahmet diliyorum.

Buraya kadar kısaca dile getirmeye çalıştığım Kilis Musiki Derneğini neden köşeme taşıma ihtiyacı hissettiğime gelince: Bu tür etkinliklerin toplumun tanıtımı açısından çok önemli olduğunu, değişim ve gelişmelerin mihenk taşı sayılacağını önemsediğimden de diyebilirim.

En basit bir örnek vermem gerekirse; pek çoğumuz TV’lerde boy gösteren kimi illere ait sıra gecelerini gıpta ile izler ve “Bizim Kilis’in neden böyle bir ekibi, grubu yok!” diyerek de söyleniriz. Kaldı ki, zengin bir kültüre sahip olmamıza rağmen böylesi bir tanıtım fırsatını göz ardı etmemizi de anlamış değilim. Kilis’imizin tanıtımına katkı verecek önemli unsurlardan biri olarak saydığım bu Musiki Derneğimizi o yüzden çok önemsiyor ve gereken desteğin fazlasıyla verilmesi gerektiğinin bilhassa altını çiziyorum.

Yönetim Kurulu Başkanlığını Gökhan Dinçşahin’in yaptığı derneğimizin diğer üyeliklerinde ise, yıllarca bu uğurda emek veren ve kendilerini bizzat tanıdığım Haluk Kanmaz, Suphi Özmusul, Hamdi Özkaptan ile Ali Nünükoğlu adlı değerli hemşehrilerimiz görev almışlar. Hepsine de ayrı ayrı teşekkür edip, başarılar diliyorum. Her ne kadar mevcut yönetim kurulu listesinde ismini göremez isem de, bir başka müzik ve Kilis sevdalısı değerli ağabeyim Yücel Sarıgöz’ünde hizmetlerini yok sayamayıp, ona da şükranlarımı sunmayı bir görev sayıyorum.

İşte, isimlerini sıralamaya çalıştığım tüm bu hemşehrilerimizin dernekte gönüllü olarak, hiçbir çıkar kaygısı taşımadan nasıl bir hizmet verişlerini takdir ediyor ve her Kilislinin de takdir etmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.

Derneğimiz Başkanı Gökhan Dinçşahin kardeşimize gelince; Kendisiyle hiç karşı karşıya gelmesem de, Başkanlığı sürecinde verdiği çabaları basından takip ettiğim kadarıyla, sanki tanıyan biriyim. Özellikle yaşadıkları sıkıntılara rağmen son yıllarda birbirinden başarılı etkinliklere imza attığını okuyor, duyuyor ve gururlanıyoruz diyebilirim. Yakın zamanda basına verdiği bir demecinde, Türk Sanat ve Türk Halk Müziği tarzında çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini, yeni bir koro kurma heyecanı içinde olduklarını ve amatör ruh ile profesyonel bir ekip titizliğini bir araya getirip, gençleri konservatuara hazırlamayı amaçladıklarını ifade etmesi, doğrusu beni fazlasıyla memnun etmiştir.

Gelinen bu noktada yapılması gereken tek şeyin bu güzide derneğimize yeterince sahip çıkılması gerekliliğidir. Telli-telsiz, nefesli ve vurmalı çalgı türlerinin hemen hepsinin eğitimi verilen Kilis Musiki Derneğine müziğe gönül verecek her yaştan hemşehrilerimizin kayıtlarını yaptırmaları gerekir diye düşünüyorum. Halk tabiri ile “Müzik ruhun gıdasıdır” deniliyorsa, ruhumuzu bu gıdadan mahrum bırakmamak adına Kilis’imizin gururu bu Musiki Derneğimize sahip çıkalım ve desteklerimizle yaşatalım, yaşattıralım, diyerek, bugünkü birlikteliğimi burada noktalıyorum.

Yeni bir gün de yeniden buluşmak üzere esen kalın.