Kilis Neden Bir İlim-İrfan Kenti? Eğitimimizin Dünü, Bugünü…
ARŞİVLERDEN-GÜNÜMÜZE
Kilis Neden Bir İlim-İrfan Kenti? Eğitimimizin Dünü, Bugünü…
Mehmet Şenay TAŞKENT
Bulduğum her bir fırsatta yegâne servetim olarak görüp, ciltlendirerek özenle koruduğum gazete arşivlerinde gezinti yaparım. Bu gezinti esnasında da kimi, hüzünlenir, kimi güler ve kimi de düşüncelere dalarım.
İşte bugünkü birlikteliğimde sizleri önce1976’lı yıllara götürerek, Kilis’teki eğitim profilini çizecek ve bugünlerle karşılaştırıp, Kilis için neden İlim-İrfan kenti denildiğini kendi penceremden edindiğim bilgilerle bilgilerinize sunacağım.
1976 yılı yazmaya sevdalandığımın en ateşli yılları olup, bir yandan yüksek öğrenimimi sürdürüyor bir yandan da Kilis için kendimce mücadele vermeye devam ediyordum. Sözünü ettiğim tarih itibari ile Kilis o yıllarda Gaziantep’in ilçesi. İlçemizdeki Eğitim kurumlarını ziyaret edip, istatistik veriler elde etmek varsa sorunlarını, eksikliklerini ilgililere duyurmak anlamında 19 Ocak 1976 da başlayıp 13 Şubat 1976 da sona eren Kilis merkez ve bağlı köy okulları ile ilgili bir yazı dizisi hazırlamış idim. O dönemler bir hayli ilgi gören bu yazı dizisi sonunda ilginç bilgilerde elde ettik. Mesela, Kilis’in 110 (yüz on) köyü varmış ve bu köylerden sadece 88 (seksen sekiz)’inde okul varken, geri kalanında yokmuş. Hatta bu köylerin tek tek isimleri bile tespit edilmişti.
1976 yıllarda Kilis’in merkez nüfusu 54.055, köy nüfusu ise 38.704 iken, ilçe merkezinde 10 adet ilkokul, 2 adet ortaokul ve 5 adet de lise olmak üzere toplam 17 okul var imiş. Bu eğitim yuvalarımızda da öğrenim gören öğrenci sayımız 12 bin 266 olur iken, mevcut öğretmen sayımız da 342 (üçyüz kırk iki) imiş. Özellikle hatırladığım bir detay da köylerinde okulları olmayanlar Kilis’e gelir ve o yıllar var olan, vakıflar yatılı öğrenci yurdunda kalırlar, öğrenimlerini de sürdürürler idi. Sözünü ettiğimiz tarihlerden o yana, bu okullardan pek çok ilim, bilim, sanatçı ve bürokratlar çıkmış olduğundandır, Kilis’in adı ilim irfan yuvası bir kent diye anılmaktadır.
Günümüze gelirsek, şimdi bir il olarak nüfusumuz o yıllara oranla eşit sayılabilecek rakamlarda olmakla beraber, değişen, bu irfan yuvalarının sayısında olmuştur. Toplam okul sayımız 16’dan 175’e, öğrenci sayımız 12 bin 266’dan 31 bin 801’e ve eğitim ordumuzun muzafferleri olan öğretmen sayımız da 342’den bin 566’ya yükselmiş olduğunu öğreniyoruz ki, bu rakamlara üniversitemiz öğretim üyeleri ve özel okul öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz dâhil değildir.
Günümüzde sırf 13 adet Anadolu, meslek ve düz liselerde eğitim verilirken, 11 adet özel eğitim okulu ve 100’e yakın ilköğretim okullarına sahip olan bir olmuşuz. 7 Aralık Üniversitemizde yaklaşık 8 bin, AÖF’de yüksek öğrenimlerini sürdüren3 bin öğrencilerimizi göz önünde tutar isek, eğitimde nereden nerelere gelen bir il olduğumuz ve geçtiğimiz yıllar içerisinde yurt sathında elde edilen başarılar ile de, Kilis’imiz adına gerçek manada onur ve gurur duyduğumuzu söyleyebilirim.
Kilis’te yıllar itibari ile sayıları her geçen gün artan bu eğitim kurumlarını kimlerin yaptırdığı da çok önemlidir. Tümünden Allah binlerce kez razı olsun. Eğer bu okullar hayırsever hemşerilerimiz tarafından yapılmamış olsa idi belki de bugün bu başarılar elde edilemeyecek idi diyebiliriz. O vesile bu insanların memleketlerine yaptığı hizmet, çok ama çok büyük bir hizmettir. Bu denli önemsediğim dendir, aklıma ilk etapta gelen isimleri gururla zikretmek istiyorum.
Kilis Vakfı Başkanı Yaşar Aktürk, Mehmet Zelzele, Ekrem Çetin, Mehmet Sanlı, Hasan Ünlükahraman, Abdurrahman İyigün, Hacı A. Yusuf Şerefoğlu, H. Mustafa Kın, Nihat Başoğlu, Mehmet Yıldırım, M. Coşkun Karabaşoğlu, Mehmet Koçarslan, Mehmet Uluğ Can, Mehmet Keçik, H.Mehmet ve Nimet Erman Zeytçioğlu, Hasan Sünnioğlu, Yavuz Sürmeli, Gülten-Ömer Ünlükahraman, Mustafa Ünlükahraman, İhsan Savaş, Osman Baysal ve Mahmut Kudeyt. Eğer
anımsayamadığım isimler varsa, hoşgörülerine sığınıp bağışlanmamı dilerim. Her birilerine nasıl teşekkür edebileceğimi bilmiyor, kendileri ile ne kadar onur ve gurur duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Ebediyete göç etmiş olan hemşerilerimizi de Allah gani gani rahmetiyle ödüllendirsin ve mekânlarını da cennet eylesin inşallah.
Arşivlerden-günümüze dair bir gezintimizi daha burada noktalıyor ve esen kalın diyorum.