Kilis’in Kültür Mekânları “Kahvehaneler”

Metin MERCİMEK
“KIRAATHANEYE GİTMEMİŞ BİR ÜNİVERSİTELİNİN TAHSİLİNİ YARIM SAYARIM.”
(Sait Faik ABASIYANIK)
Kilis hakkında araştırmalarımı devam ettirirken, gerek yaşadığım yıllar içinde, gerek büyüklerimle yaptığım sohbetlerde çok güzel bilgiler elde ettim. Bunlardan biri de Kilis’in sosyal ve kültürel yaşamında önemli yer alan kahvelerimiz oldu.
Kilis’te kahve kültürü her ne kadar işsizlerin ve emeklilerin uğrak yeri olarak görülse de eski yıllarda şehrin sosyal-kültürel yaşamında önemli bir yer tuttuğu gerçektir. Daha doğrusu kahvehaneler, zamanı doldurmak için değil, okuma kültürünün ve beyin fırtınasının estiği yerler olmuştur. Özellikle ODA EKOLU döneminde şairlerin, yazarların ve zamanın aydın kişilerinin buluştukları, ülke sorunlarını konuşup, tartıştıkları mekânlar olmuş ve giderek sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Kilis’te geçmiş yıllara bir göz attığımız zaman, kahvelerin duvarlarına askere çağrı listelerinin asıldığı, seçmen kütüklerinin askıya çıkarıldığı, dost meclislerinin, siyasetin nabzının attığı tek iletişim merkezi olduğunu görürüz. Bu iletişimlerin başında MAARİF KAHVESİ, KADİR’İN KAHVESİ ve NURİ’NIN KAHVESİ bulundukları çevreye bağlı olarak farklılık göstermişlerdir.
Maarif Kahvesinin kendine özgü bir ağırlığı vardı. Kilis’in ileri gelen esnafı ve saygı değer insanları burada ağırlanırdı. Ayrıca Kilis’in düşman işgali sırasında, Maarif bahçesinde gazetelerin üzerine eğilmiş olan üç gençten biri Hasan Kamil DEMİRBAŞ, birdenbire kurşunla vurulmuş gibi “EYVAH” diyerek yerinden fırlamıştır. İşte bu ani tepki, düşmana ilk kurşunun Hasan Kamil DEMİRBAŞ tarafından başlatıldığı, daha doğrusu düşmana ilk kurşunun atıldığı anlamına gelmiştir. Söz konusu gazetenin üzerindeki “15 MAYIS’TA İZMİR İŞGAL EDİLDİ. YUNANLILAR İZMİR’E ÇIKTI…” manşet yazısı Hasan Kamil’in gözüne ilişmişti. Çünkü bir akşam önce Kilis’e gelen seyyar tiyatro topluluğundaki Ermeni asıllı Elene’nin “HOP… HOP… HOP… YARIMADA MAŞALLAH… İSTANBUL’DA BULUŞURUZ İNŞALLAH” diyeceği yerde “İZMİR’DE BULUŞURUZ İNŞALLAH” demesi, Hasan Kamil’de bir çağrışım yaratmış ve bunun üzerine tiyatronun kapatılması sağlanmıştır.
Diğeri ise Nuri’nin Kahvesi idi. Nuri’nin Kahvesi de Maarif Kahvesi gibi seçkin esnaf ve tömbeki müşterilerini ağırlardı.
Kilis’in üçüncü sayılır kahvesi Kadir’in Kahvesiydi. Burada meşhur Zılban yönetimindeki HACİVAT-KARAGÖZ oyunları ün yapmıştı. Ayrıca Kadir’in Kahvesi küçük çapta seyyar tiyatronun oynatıldığı bir salon haline geldiği de söylenmektedir. Ama daha çok Hacivat-Karagöz oyunları başarı sağlamıştır.
Kilis’in kahveleri ülkenin birçok sorunlarını takip eden ve değerlendirilen bir mekân haline gelmiştir. Özellikle çok partili döneme geçiş yıllarında, Ankara’daki siyasi hareketlilik daha çok radyo haberleriyle kahvehanelerde takip edilmiştir. Dikkat edecek olursak kahvehane müşterileri gerek iktidar partisinin, muhalefetin konuşmalarını, siyasi çekişmelerini kendi kavgası gibi benimsemiştir. Hatta şu konuyu özellikle araştırdım: Kahvelerde bu çekişmeler zamanla Kilis’in aynı mahallesinde bölünmelere neden olmuş, hem de kahvehanelerin giderek çoğalmasına sağlamıştır.
Yine Kilis kahvelerinde nargile kültürü de sohbet eşliğinde devam etmiş, hatta kuşluk vaktinde bu sohbete katılanlar olmuştur. Nargile sohbetleri genellikle, Kilis’in Fransızlar tarafından işgal edilmesi konuşulmuş ve anılar anlatılmıştır. Nargile tiryakisi olan Kilis’in sıva ustası ve aynı zamanda dayım Hasan CABİOĞLU’ndan nargileciler için şu deyimi not almıştım. “TÜTÜNÜ TÖMBEKİ, TÖMBEKİYİ DE TENEŞİR PAKLAR” demişti.
İşte, kahvehaneler toplumsal, siyasal ve kültürel yaşamda köklü değişiklere neden olmuş önemli mekânlardır. Toplumsal yapıyla bütünleşmiş olan bu mekânlar siyasi ve kültürel işlevleriyle toplumsal iletişime aracılık etmişlerdir. Bunları Kilis’in geçmişinde açıkça görmekteyiz. Çünkü Kilis bir MANTIK ŞEHRİ’dir.
Hoşça kalın.