Kilis’in Zeki ve Esprili İnsanı “Ahmet Rami Atan”
Metin MERCİMEK
“İLK AYAK BASTIĞIM TÜRK ŞEHRİNDEKİ BU UYANIKLIĞA CİDDEN HAYRAN KALDIM VE BİR DAHA İMAN ETTİM Kİ; BU MİLLET ASLA ÖLMEYECEKTİR! VAR OLUN AZİZ KİLİSLİLER.”
(Mustafa Kemal ATATÜRK)
Espritüel kişiler, her zaman zekâ ve anlatabilme yeteneğine sahiptir. Çünkü zekânın yapılacak olan esprilere derinlik katmaktadır. Bunun yanı sıra, zeki insanların, insancıl yönleri fazla olup, karşısındakilere daha da değer verirler. Hem de naziktirler. Ayrıca espritüel yerinde ve zamanında, güzel ve hoş karşılanan, ince anlamlı, düşündürücü söz söyleyen ve nükte yapan kişilerdir.
İşte tüm bu meziyetleri taşıyan biri de Kilis’imizin yetiştirdiği ve Kilis’in Fransızlara karşı direnişinde, Fransızlara kafa tutan zeki, esprili ve de şair ruhlu insanımız Ahmet Rami Atan’dır.
Şimdi bu hemşehrimizin yaşanmış bir olay esnasında, düşündürücü sözleriyle ne kadar zeki ve esprili olduğunu dile getireceğim.
Bir gün eski Orman ve Tarım Bakanımız Merhum Nedim Ökmen, Kilis’i ziyaret ettiği bir sırada, Kilis’in ileri gelenleri O’nu Şehir Kulübü’nde karşılar ve ağırlarlar. Ahmet Rami Atan’da, Maliye Tahsildarı görevini yürütmesi ve Kuvayi Milliye mensubu olması nedeniyle bu toplantıya iştirak eder. Ayrıca sohbetin daha akıcı ve neşeli geçmesi için bazı söz sahibi kişiler, Kilis’in iki meczup adamını öğreterek bu ziyafete katılmalarını sağlarlar. Sohbet sırasında meczuplardan biri Nedim Ökmen’e yaklaşır,” HOŞGELDİN! SEN KİMSİN?” deyince Nedim Ökmen, “BEN BAKANIM. PEKİ SEN KİMSİN?” sorusuna meczup şu cevabı verir: “BEN DE PADİŞAHIM” der. Tabi hep birlikte gülüşürken bundan sonra meczubun ismi Kilis’te PADİŞAH olarak çağrılmaya başlar.
Daha sonra ikinci meczup da Nedim Ökmen’e yaklaşır ve ” SAYIN BAKANIM, SİZDEN BİR İSTEYİM VAR. BENİM AVRAT EVDEN KAÇTI. BU KONUDA BANA YARDIMCI OLUNUZ” isteğine Nedim Ökmen bir kaçamak cevapla, “GELMESİ İÇİN UĞRAŞIRIZ, ANCAK YİNE GELMEZSE ÇARESİNE BAKARIZ” der.
Diğer taraftan bu özel toplantıya katılan Kilis’in tanınmış avukatlarından biri de, Nedim Ökmen’e yaklaşır ve bir isteği olduğunu şöyle dile getirir: “SAYIN BAKANIM, BENİM ATLARA KARŞI BÜYÜK BİR İLGİM VAR. HALEP’TE ARAP ATI OLDUĞUNU DUYDUM. ANCAK ATLARIN YURDA İTHALİ YASAK OLDUĞUNDAN, BU KONUDA YARDIMLARINIZI BEKLİYORUM.” Yapılması zor bir istek karşısında Nedim Ökmen,”BU KONUDA BİR ARAŞTIRMA YAPAYIM” diye cevap verir.
Tüm bu konuşmaları can kulağıyla dinleyen ve izleyen Ahmet Rami Atan, hemen bir kağıt kalem alır, zeka ve espri yönünü ortaya koyarak tarihi nükteyi şöyle dile getirir:
“ÜÇ KİŞİ EYLEDİLER BAKANIMA İSTİDAT
DİLEKLERİ BİRİ AVRAT, BİRİ DEVLET, BİRİ AT
ŞÖYLE TARİF EDEYİM, BU ACAİP MAHLUKAT
BİRİ ŞAH’TIR, BİRİ MECNUN, BİRİ DE AVUKAT.”
Bu düşündürücü hiciv şiiriyle, espri dünyasına bir renk katmıştır.
Yine Ahmet Rami Atan’ın zekice ortaya koyduğu başka bir düşündürücü yeteneğinden söz etmek istiyorum.
Ahmet Rami Atan, Maliye tahsildarlığı yaptığı sırada almış olduğu maaş 50 TL’dir. Bu para ancak aylık masraflarına yetmekte ve çocuklarının tahsili için, bazen bağ ve zeytinliklerini satarak onları okutmaktadır.
O yıllarda Ahmet Rami Atan’ın çok nitelikli ve beyaz renkli bir merkebi varmış. Bir gün Kesmelik (Taş ocağı)’ten taş taşıyan bir nakliyeci, O’nun merkebini görünce çok beğenir ve aylık 100 TL’den kiraya alır.
Bir başka gün sohbet arasında, ülkenin ekonomisine bağlı olarak memurların durumunun çok fena olduğu konuşulurken Ahmet Rami Atan, memurların durumunun yürekler acısı olduğunu söyler ve kiraya verdiği merkebini örnek göstererek, “İKİ MALİYE TAHSİLDARI BİR EŞEK EDER” ustaca yorumlanan tarihi sözünü ortaya koyar.
Görüldüğü üzere Kilis insanı, tarih boyunca zekâ ve yeteneğini yerinde ve zamanında kullanmasını bilmiş, ilim ve mantık konusunda da kendini fevkalade yetiştirmiştir. Böylesine bir yetiye sahip olan Kilis’in değerli insanı Ahmet Rami Atan’ı rahmetle anıyor ve bitmez tükenmez Kilis insanının bir başka güzelliğinde yeniden buluşmak dileğiyle…
Hoşça kalın.