Kilis’te Eşek Pazarı

Metin MERCİMEK
“DAYAK YER SES ÇIKARMAZ, OKŞANMAKTAN GURUR DUYMAZ,
RİYADAN, GÖSTERİŞTEN BÜSBÜTÜN AZADEDİR EŞŞEK.
NE RÜTBE ZULM-Ü KAHRETSEK, DÖĞÜP SÖYSEK DE ALDIRMAZ
SEBAT EYLER YİNE HER HİZMETE AMADEDİR EŞEK.”
(Kilis Tarihi Yazarı Kadri TİMURTAŞ)
Tarih boyunca eşekler hakkında çok şeyler söylenmiş, çok anlamlı deyim ve mizah türü sözler yazılmıştır. Bilhassa eşeklere gösterilen ilgi sözünün altında, insanların olumsuz düşünce ve davranışlarını kınayan nüktelere yer verilmiş ve bu düşüncede olan insanlara özellikle duyurulmak istenmiştir. Örneğin, Kilis’in mizah ustası Mecit Dilmen (Kelleci Mecit), kurmuş olduğu “Eşekleri Sevenler Derneği”nin tek üyesi olmakla, bazı insanları kınayan nüktelere yer vermiş hem de hayvan sevgisinin sevecenliğini bizlere tanıtmıştır.
Kilis’te çocukluk yıllarımda, seyretmeye doyamadığım hoş kargaşalı ve coşkulu eşekler pazarını hiç bir zaman unutamadım. Özellikle sahipleriyle birlikte pazara gelen eşekler, önce bilirkişiler tarafından gözden geçirilir, daha sonra eşek tellalı vasıtasıyla satışa sunulurdu. Şimdi bu pazarın değişik satış ve coşkularından edindiğim duyumlarımı ve gördüklerimi sizlere hatırladığım kadarıyla aktarmaya çalışacağım:
Sahipleri tarafından üzerine binilerek, ya da çekilerek veya itilerek pazara gelen eşekler, önce pazar yerinde toplanır. Pazar yeri, eşek tellalının alana gelmesi ve eşeklerin arka arkaya bağırmasıyla açılmış olur. Genelde alıcı ve satıcıların yanı sıra başkaları da bulunur ve böylece pazar hayli bir kalabalık kitleyi oluşturur. Pazarda satılık olan eşeklerin yanına yaklaştığımız zaman, bazılarının ağzında gem, bazılarının boynunda mavi boncuk takılı olduğu, kimi siyah, kimi gri, kimi beyaz renk tonlarında güzel bir görünüm sergilediklerini görürdük. En çok ilgimizi çeken yönlerden biri de, eşeklere yaklaştığımız da, iri yapılı gözleriyle dünyanın ikinci güzel gözü olan “Eşek Gözleri”ni, severek seyrederdik. Ancak eşeklerin arka arkaya bağırışları çok hoş olmasa da, bir zaman sonra kulaklarımız bu çok sesli nağmelere alışmamızı sağlardı.
Şimdi sıra geldi eşeklerin satış kargaşasına. Zor yürüyen eşekler için, arkadan destek veren yardımcı bir kişinin çilesini izlerken, hem eşeğe hem de o kişiye üzülürdük. Bir taraftan yürümesi için çaba göstermesi, diğer taraftan sırtındaki kürtün bağının gevşemesiyle düzeltme yapması hayli zor oluyordu. Bu arada hiç susmayan eşeklerin bağırışları ve eşek tellalının da aynı tonda ses çıkarması, sanki bitmeyen bir kavganın yeniden başlaması gibiydi. Alışveriş başlamış, tellalın etkili konuşmaları ve de elindeki zilli sopanın çılgın sesi, eşeklerin satışını daha da kolaylaştırıyordu. Çünkü huysuz eşeklerin tekme atışları, hayatı boyunca rahvan yürümeyen eşeklerin tellal tarafından yürütülmesi kayda değer bir satış becerisini ortaya koyuyordu. Bağrışmalı satışlar, alışverişler tamamlandıktan sonra, yavaş yavaş pazar yeri terkedilirken, tellalın ücretini alıp mutlu bir şekilde ayrılışını, satılmayan uyuz eşek sahibinin boynu bükük bir şekilde eve dönüşlerini ibretle izlerdik.
Eşekler, yıllar boyu hiç yorulmadan, yılmadan Kilis insanına hizmet etmiş ve şairlerimize birçok ilham vererek mizah türü şiirlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Artık son yıllarda sadece köylerde çalıştırılabilen eşekler, yerini motorlu araçlara bırakmak suretiyle yavaş yavaş azalmaya başlamıştır. Böylece eşek pazarı da eski coşku ve kargaşasını kaybederek unutulmaya yüz tutmuştur.
Hoşça kalın.