Kilis’teki Üzüm Üreticilerinin Seslerini Duyan Yok mu?

Mehmet Şenay TAŞKENT
Her ne kadar bir üzüm üreticisi olmasam damemleketini seven bir kalem duyarlılığı ile bu sayfalarda üzüm üreticilerinin sorunlarını hayli dile getirdiğimi hatırlarsınız.Ancak sorunların hâlâ devam ettiğini duyunca da bir kez daha köşeme taşıyarak bağcılığımızın göz göre-göre yok olmasına seyirci kalamadığımdandır,belki bu sefer seslerini duyan olur mukabilinden bir kez daha dile getireyim istedim.
(Kilis’teki üzüm üreticilerine kim sahip çıkacak?,Bir üzüm üreticisinin feryadı, Kilis’te bağcılık neden azaldı?, Kilis’in masal olan bağları ve bağcılığı…)
Bu yazı başlıkları geçtiğimiz yıllarda yazdığım kimi yazılara ait.Söz konusu bu yazıların tümünde,üreticilerin artan maliyet ve Tüccarların hakim olduğu pazarlar sonucu yaşadıkları mağduriyetler nedeni ile Üzüm üreticilerinin nasıl Bağcılıktan uzaklaştıkları dile getirilmişti.Oysa, tarihçesi ta Hititliler dönemine kadar uzanan ve Evliya Çelebinin Seyehatnamesindebile çeşitliliği ile yer bulmuş Kilis üzümlerinin,şimdilerde yok olmaya doğru ilerlediğini maalesef görmekteyiz.Yaşım itibari ile gördüğüm o eski üzüm çeşitlerinin büyük kısmının bugün sadece adlarının hafızalarımızda kaldığını itiraf etsem yeridir.Tüm bu dile getirdiklerimi teyit edercesine en güzel örnekte,teyide muhtaç olsa daKilis’teki 105 bin hektarlık tarım alanının günümüzde sadece 10 hektarlık bölümün de Bağcılık yapılıyor oluşudur.
Peki! Neden bugünlere gelindi ve geliniyor? “Buna bir anlam vermek çok zor”diyerek,ben de işin kolayına kaçıyorum çaresizce.Oysa,hepimizin bildiği gibi bir gerçek var ki,gübre,mazot,ilaç ve tarım işçiliğinin sürekli artıp maliyeti yükseltmesi bugünlere gelişin ana nedenleridir.
Üreticinin üretmesi için maliyet giderlerinin istikrarlı, pazar fiyatlarının da buna endeksli olmasıgerekir ki,üretici emeğinin karşılığını görebilmeli ve daha çok üretmek için çaba göstermesi sağlanmalıdır.Gelinen nokta ise tam tersine her geçen gün,ay ve yıllar maliyetler ha bire artıyor ama pazar fiyatlarının artmıyor oluşu,üreticinin en büyük sorunu olmaya devam ediyor.Geçmiş yıllarda ilimizde var olan Tekel Suma Fabrikası ile üreticiler ürünlerinin alıcı olduğu garantisiyle üretmeye devam ediyorlardı.Bugün ise üreticinin tek pazarı olan çevre illerden gelentüccarlar, “İster ver,ister verme”diyen bir ticaret anlayışı ileüretici karşı karşıya gelmektedirler.Bu durumda da üzüm üreticilerinin kendilerine buldukları tek çözüm yolu da, bağlarını bozup başka ürünlere yönelmeleri olmaktadır.
Kilisli üzüm üreticilerinden tanıdığımız Ökkeş Aslantaş’ın bu konuda gayretlerini görüyor ve kendisini yürekten kutluyorum.Tek başına da olsa her yıl bahsi geçen sorunlara karşı canhıraş mücadele edişini önemsiyorum.Geçtiğimiz günlerde gazeteniz Kent’teki bir açıklamasında yine Tüccarların verdiği 5 TL’lik alım fiyatlarının emeklerinin karşılığı olmadığını ve en az 10 TL olmasını dile getiriyor. Kesinlikle katılıyor olmakla beraber üzüm üreticilerinin bu mağduriyetlerine kulak verilmesini istediğine tanık oluyoruz.
Her ne kadar Horozkarası üzüm çeşidimiz son yıllarda rağbet görüyor olsa dayetiştirilen diğer üzüm çeşitlerinin de aynı rağbeti görmesi için Kilis İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz,Ziraat Odası Başkanlığımız,Tarım Kredi Kooperatifimiz ve üzüm Üreticileri Birliğimize büyük görevler düşmektedir.Dolayısı ile de bu birimlerin, üzüm üreticilerinin seslerini duyup kalıcı çözümler bulmalarını bekliyoruz.Aksi takdirde tek-tük elimizde kalan bir tarım ürününü daha hepten kaybetmek zorunda kalacağımız günler uzak değildir.
Esen kalın.