Dolar 34,7972
Euro 36,7369
Altın 2.944,36
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 16°C
Az Bulutlu
Kilis
16°C
Az Bulutlu
Pts 17°C
Sal 16°C
Çar 16°C
Per 15°C

Kitaplar ve Ben

Kitaplar ve Ben
A+
A-
17.10.2015
430
ABONE OL

Metin MERCİMEK

 

“KİTAPSIZ YAŞAMAK; KÖR, SAĞIR VE DİLSİZ YAŞAMAKTIR.”
(SENECA)
Her insanda olduğu gibi, benim de ilk olarak kitaplarla tanışmam Kilis ilkokulları sıralarında olmuştu.
Kilis Cumhuriyet İlkokulu’nun isim yapmış öğretmenlerinden Mihriban Hocam’ın bana verdiği kitaplık kolu göreviyle, kitaplarla tanışmamı daha da ilerletti. Çünkü kütüphane de mevcut kitapların yazarlarıyla birlikte hem liste yapıyor, hem de fırsat buldukça okuyordum. Özellikle sınıf arkadaşlarımın hangi kitapları okuyor ve kütüphaneye geri getirmeyi ihmal ediyor mu diye takip ediyordum. Bu takip etme olayı ise, kitaplara daha da yaklaşmamı sağlıyordu.
Orta ve lise sıralarında ise, Kimya dersimize gelen merhum Seyfettin Başcıllar, kimya konularının yanı sıra bizlere şiir, edebiyatla ilgili hikâyeler anlatınca kitaplara olan hevesim daha da artmaya başladı. Daha çok felsefe konularından söz etmesi çok ilgimi çekmiş ve ileriki yıllarda felsefe bölümünü tercih etmemi sağlamıştı. Çünkü Seyfettin Başcıllar, Şeyh Efendi’yi (Mehmet Vakıf Tazebay) sık sık ziyaret ettiğini ve oranın kütüphanesinde mevcut felsefi tarzda kitaplar olduğunu bana anlatırdı.
Tüm bu bilgi birikimleri beni Üniversitenin Felsefe Bölümü’ne yazılmama neden oldu. Felsefe dersinin yanı sıra sosyoloji, psikoloji, antropoloji, pedagoji derslerinin zorunlu olması ile kendimi kitap dünyasının içinde buldum. Artık kitap okuma konusunda olgunlaşıyor ve dünyanın olumsuz taraflarını görmeye başlamıştım. Çıkar için yapılan savaşlar, güçsüz olduğu için zarar gören ülkeler ve o ülkelerin kötü koşulları altında yaşayan ve ölen insanları ruhumu yaralar olmuştu. Kitapları okudukça sanki kötülüklerle dolu bir derin havuz misali ben havuzun dininde bir sığ gibiydim. Ancak bu sığ yumağından yavaş yavaş çıkıyor ve direnişte olduğumu fark ediyordum.
Bu gel-git düşünceleri içinde yol alırken kütüphane, kitaplar, okuyan ve okudukça dünyaya açılan zihnimin yanı sıra çok güzel bir duygunun beni kapladığını hissetmeye başladım. Bu duygu kitapların arasında bulduğum huzurdu. Zaten bölümüm gereği felsefe, sosyoloji, pedagoji, antropoloji ve psikoloji dersleri beni zorunlu olarak kitaplar deryasının içine itiyordu. Artık bu kitap hamurunun içinde yoğruluyor ve kendimi daha iyi hissediyordum.
Bu gün itibariyle var olduğum dünyada çevremde ne kadar sorun, sıkıntı, mutsuzluk olursa olsun ben hızla kitaplara sığınıyor, oradan ruhsal gıdamı almış ve ruhsal gücümü arttırmış olarak çıkıyorum. Zorlandığım zamanlarda kendi imkânlarım ile huzur edinebiliyorum, geriye dönük düşündüğümde ise okuduklarımın verdiği huzur sayesinde mücadelemi sürdüreceğimi de anlıyorum.
İşte okuma yolculuğuna devam ederken her geçen gün ruhsal gücümün önemini daha fazla kavrıyorum. Daha doğrusu kitapların arasındaki huzurun ne kadar önemli olduğunu ve bana hayli güç kattığını hissediyorum. Bu nedenle, ben de kitap okumanın bir güç yaratacağını herkese tavsiye ediyorum.
Hoşça kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.