Dolar 32,3397
Euro 35,1220
Altın 2.241,18
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kilis 15°C
Az Bulutlu
Kilis
15°C
Az Bulutlu
Çar 14°C
Per 13°C
Cum 13°C
Cts 13°C

Kör…

Kör…
A+
A-
21.04.2021
561
ABONE OL

Turgay MUTLU

Yazar Filiz Gökdemir Köşker’in Sokak Yayın Grubundan Yayınları tarafından basımı yapılan, adıma imzalayıp gönderdiği son polisiye romanı “Kör” adlı kitabını yeni okuyup bitirdim. Daha önce yine buradan ilk polisiye romanı Kebbat (Bergamot) adlı kitabının tanıtımını yapmıştım. Kebbat-1 ve Kebbat-2 Seni Görüyorum’u okuduğum için serinin devamı Kör’ü yine zevkle, heyecanla, merakla, keyifle okudum. Komiser Sezin, yine maceradan maceraya koşturarak yeni bir cinayeti aydınlatıyor.

Kitapta en çok ilgimi çeken bölüm ise, pedofili ve ensest ilişkinin ülkemizde yaygın olmasıdır. Kitabın 246. sayfasında Türkiye’deki durumu ve halini özetleyen bölümünden bir kesit:

Pedofili ve ensest ilişki kavramını biraz araştırdığında Komiser Kemal internet üzerinden şu bilgilere ulaştı: TBB Dergisi 2013 (106) (Türkiye Barolar Birliği)nin yayınladığı yazıda, yapılan araştırmalarda şöyle yazıyordu. Bu iğrenç ve mide bulandırıcı, ensest ilişkilerde, cinsel istismar mağdurları genellikle kız çocuklarıydı… Yapılan araştırmalarda, çocukların % 38’nin ensest cinsel istismar vakalarını oluşturduğu gözlemlenmekteydi. 23 Haziran 2009’da “Nüfusbilim Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu” tarafından Türkiye’deki ensest sorunuyla karşılaşan profesyonellerle yapılan görüşmelere dayalı olarak gerçekleştirilen “Türkiye’de Ensest Sorununu Anlamak” araştırması raporunda, “ensest mağdurları, ensesti uygulayanlar (saldırgan) ve ensest vakaları gibi kavramlardan yola çıkarak ensest anlatılmaya çalışılmıştır.

Marmara Üniversitesi, Adli Tıp Enstitüsünün araştırmalarında, ensest şöyle anlatılmıştır: “Çocuklara dönük cinsel istismarın yüzde 89’u aile içinde meydana geliyor. Her dört çocuktan biri ensest kurbanı oluyor. Kurbanların yüzde 87’si 4-12 yaş grubundaki kız çocukları. Saldırganların yaş ortalaması 28’in üzerinde ve daha çok 40-52 yaşlarında. Yarıya yakını çocukların babaları.. Diğerleri ise üvey baba, amca, kayınpeder, dayı ve ağabeyler… Çoğunun sabıkası yok. Saldırganlar sapık, katil, psikopat değil, tamamen “normal” insanlar. Hem de her gelir, her eğitim, her kültür grubundan…” ifadelerle ensest anlatılmaya çalışılmıştır.

Yazar Filiz Gökdemir’i, son romanında ülkemizin kanayan bir yarasını değindiği ve parmak bastığı için kutluyorum. Kaleminize sağlık. Bu satırları Okurken bile içim acıdı, utanç duydum ve çok üzüldüm. Ensest ilişkinin ülkemizde bu kadar yaygın olduğunu doğrusu bilmiyordum. Meğer saklanan, gizlenen o kadar acı durumlar varmış ki haberimiz bile yok! Bu konuda ülkemizde eğitim verilmeli ve bu iğrenç, sapıkça durumlar bir ölçüde engellenmelidir.

“Yine karanlıklar çöktü içime, gündüzlerim gece, gecelerim keder… Kederlerim sağır… Dilsiz ve kör… Kimseler beni görmüyor, ben bile artık kendime yabancıyım. Çığlık atan sesim yok, sanki hiç var olmamış gibiyim… Yoksa ben hiç olmadım mı bu dünyada? Başkalarının dayattığı bu kafesin içinde çırpındıkça, daha çok dibi gören ben, var oldum mu hiç? Sadece yer mi kaplıyorum? Sadece birilerinin kendi egolarını tatmin için kullandıkları hayatıma dayatmalarını karşılamak için mi geldim bu dünyaya? Duyun beni… Çığlık çığlıyayım. Görün beni… Hepiniz mi Körsünüz? Ben hâlâ yaşıyorum. Ölmedim. Buradayım, içinizden biri… Ama varlığımı bilin yeter. Kim olduğumu söyleyemem. Korkuyorum. Onlar hâlâ içimizdeler, bizlerle… Komiser Sezin’den… Bir toplum yarası…”

Bu güzel polisiye romanı mutlaka okuyunuz. Umarım beğenirsiniz? Keyifli okumalar dilerim.          

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.