Kudüs Kan Ağlıyor

Alaiddin ÖZKAR
Peygamberimizin miraç olayına şahit olan Kur’an-ı Kerim’de “Kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan (Mekke’den), kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya (Kudüs’e) götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür (İsrâ 1)” diye bahsettiği Mescid-i Aksa kan ağlıyor.
Sevgili Peygamberimizin, “Yolculuk ancak şu üç Mescid’den birine olur: Benim şu mescidime (Mescid-i Nebevî), Mescid-i Haram’a ve Mescid-i Aksa’ya” dediği mübarek makam kan ağlıyor.
Hicretten on yedi ay sonrasına kadar Müslümanlara kıble olan Müslümanlar nezdinde ayrı bir değere sahip olan kutsal mekân kan ağlıyor.
1,7 milyar Müslümanı temsilen toplanan İslam Birliği Teşkilatı’na üye 57 ülkenin başkanları yalnızca ABD ve İsrailli kınadığı ve Doğu Kudüs’ü Filistinlilerin başkentidir demekle mukaddes kenti ikiye böldüğü için Kudüs kan ağlıyor.
Bağımsızlık karakterini yitirmiş, küffara karşı şecaatlerini kaybetmiş, koltuk makam mevki ve menfaatlerini ülkelerinin menfaatinin önünde tutan liderlerin yönettiği ülkelerden başkada bir şey beklenemezdi.
Hâlbuki o tavrı ve şecaati ömrü savaş meydanlarında geçen ölümden korkmayan bağımsızlık benim karakterimdir diyen Atatürk göstermişti.
Siyonistlerin niyetini anlayan Atatürk, hiçbir İslam ülkesi ile görüşmeden, Filistin konusuyla ilgili Haziran 1937’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde şu konuşmayı yapmıştır:
“…Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz vakıa bir kaç sene Araplardan uzak kaldık. Fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslamiyet’in mukaddes yerlerini Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzunun altına girmesine mani olacağız.
Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz şimdiye kadar dinsiz ve İslamiyet’e lakayt olmakla itham edildik.
Fakat bu ithamlara rağmen Peygamberin son arzusunu yani, mukaddes toprakların daima İslam hâkimiyetinde kalmasını temin için hemen bu gün kanımızı dökmeye hazırız.
Cetlerimizin, Selahaddin’in idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri topraklarda yabancı hâkimiyet ve nüfuzunun tahtında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bu gün, Allah’ın inayeti ile kuvvetliyiz.
Avrupa bu mukaddes yerlere temellük etmek için yapacağı ilk adımda bütün İslam âleminin ayaklanıp icraata geçeceğinden şüphemiz yoktur.” (Hoş Geldin Atatürk, Prof. Dr. Haydar Baş; Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi; Bombay Cronicle 27.07.1937 münteşir)
Bu ifadeler Siyonistleri durdurmuştur. Çünkü bu söz boş konuşan biri değil, Çanakkale zaferinin, kurtuluş savaşının kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüdür.