Kültür ve Sanat

Metin MERCİMEK
“KÜLTÜR: İNSANIN MANTIKSAL ÖZÜNDEN DOLAYI ÖZGÜRCE HAYATA GEÇİREBİLECEĞİ AMAÇLARIN, İDEALLERİN TÜMÜDÜR.”
(Immanuel KANT)
Gerek “KÜLTÜR”, gerekse “SANAT” terimleri, ne yazık ki birçok aydın çevrelerde özensiz ve daima genel nitelikte kullanılmaktadır. Sanat sözcüğünün nerede başlayıp bittiği, hangi niteliği ve kimseleri işaret ettiği belirsizdir.
SANAT: En genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır.
Sanat İngilizcede “ART”=YAPAY, Almancada “KONST”=YAPAY, Türkçede de Arapça kökenli olan”SANAT”=YAPAY olarak bir anlam belirir. Sanat bu geniş anlamından Rönesans zamanında soyulmaya başlamış, ancak yakın zamana kadar zanaat ve sanat sözcükleri dönüşümlü olarak kullanımlara devam etmiştir.
KÜLTÜR: İnsanoğlunun biyolojik olarak değil de sosyal olarak kuşaktan kuşağa aktardığı maddi ve maddi olmayan ürünler bütünüdür. Diğer taraftan kültür, insan topluluğuna özgü bilgi, inanç ve davranışlar bütünü ile bu bütünün parçası olan maddi nesnelerdir. Toplumsal yaşamın dil, düşünce, gelenek, işaret sistemleri, kurumlar, yasalar, aletler, teknikler, sanat yapıtları gibi her türlü maddi ve tinsel ürünü kapsamına alır.
Şimdi gelelim sanat teriminin yanlış kullanılma görüşlerine. Evrensel termolojide sanatçının öncelikle ressam, heykeltıraş, mimarlar için kullanıldığını ve bunlara “GÜZEL SANATLAR” denmektedir. Dramatik-Lirik tiyatro-opera-operet türlerini icra edenler için ise oyuncu veya icracı sanatçı dendiği ayımı da yapılmamaktadır. Aslında şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Bedri Rahmi Eyüboğlu artist; Yıldız Kenter, aktrist veya Çetin Tekindor aktördür. Müzikle ilgili bestecilerin yaratıcı; virtüöz icracıların, orkestra şeflerinin, solistlerin yorumcu gibi kategorilerini anmak gerekir.
Ayrıca İngiliz modelinde “SANAT KURUMU”nda desteklenecek etkinlik ve eserlerin, yeryüzünde geçerli çağdaş yaratıcı ve icracı “YÜKSEK SANAT” eserleriyle ilgili olduğu da atlanmaktadır. Folklorun, geleneksel sayılan süsleme işlerinin yüksek sanat çerçevesinde olmadığı da bilinmelidir. Hepimizin bildiği üzere her ülkenin folkloru ve el becerisi ürünleri vardır. Bunlara “ZANATKÂRLIK” işleri adı verilir. Milli ve evrensel değer arz edecek işlenmişliği olmayan ürünlerdir. Ama bunlar kültür ürünleri sayılırlar.
Yüksek sanat ise, tıpkı nükleer fizik, yüksek matematik, genetik, mikrobiyoloji; felsefe gibi YÜKSEK KÜLTÜR kategorisine mensuptur. Bunların hepsi meslektir. Folklor ve el ürünleri, geleneksel küçük zanaatlar gibi tekrar ve kalıp değildir. Yaratıcısı ve icracısı bellidir; aynı zamanda kişisel ve orijinaldir.
İşte zanaatla yüksek sanatı ve de kültürle yüksek kültürü birbirine karıştırmamak gerektiğini belirtiyor ve “HER SANAT ESERİ KÜLTÜR ÜRÜNÜDÜR; AMA HER KÜLTÜR ÜRÜNÜ SANAT ESERİ DEĞİLDİR” diyorum.
Hoşça kalın.