Kutsal Ramazan ve Oruç İbadetimiz-Sadakalar, Gerçekler…
Sabahattin YARAR
İslam Dininin 5 önemli şartından birinin yerine getirildiği, ORUÇ TUTMAK şartı, Ramazan ayının içeriğini oluşturur. Bu kutsal ayımızda Oruç tutarak ibadetlerini yerine getirenlere ne mutlu. Yüce Allah’ın bağışlama ve sevaplarla doldurduğu bu ayımızın ülkemiz ve tüm İslam âlemi için hayırlı olmasını diliyorum.
Her Ramazan döneminde, din âlimleri, yetkili kişiler, hatta yetkili olmayanlar(!) tarafından Ramazan ayı ve ORUÇ ibadeti ile ilgili bilgiler verilir. Yaşamımız boyunca, hemen her dönemde, değişmeyen bilgiler, tekrar tekrar yinelenir, aynı sorular ve cevaplar birbirini izler. Bu bilgilendirme ve değerlendirmelerin, en yetkili (Diyanet İşleri Başkanlığı gibi) ağızlardan ve tek elden yapılması, en doğru olanı olmalıdır. Bilgi kirliliği, çıkar sağlanması, ikileme düşme gibi olguların önlenmesi ancak bu yolla engellenebilir. Ama yıllardır, Ramazan boyunca yüzlerce kişi konuşur, yorumlar yapar, yol gösterirler. Karmaşa ben kendimi bildiğimden beri sürer gider.
Kutsal ayımızın önemli işlevlerinden birisi de sadaka ve zekât uygulamasıdır. “Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek” uyarısına karşın, her yıl gösterişlere sahne olan yardım dağıtmalarını yazmama gerek yoktu. Ama bir anımsatayım dedim. Hiç olmazsa bu yıl, fakir fukaranın onurunu, nefsini, kişiliğini koruyarak yardımlarını yapsa herkes diyeceğim ama…
Göreceksiniz önümüzdeki günlerde…
Hadislerde; RECEP ayının Allah’ın, ŞABAN ayının Peygamber Efendimizin, RAMAZAN’ın da ümmetin ayı olduğu yorumu yazılıdır. En kutsal ayın, ümmete layık görülmüş olması, kulların iyilik, yardımlaşma, barış ve kardeşlik duygularının en üst seviyeler çıkmasını sağlamalıdır. “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir” koşulunun tereddütsüz uygulanması, tüm İslam Âleminin bir bütün hale gelmesinin en önemli unsurudur. Ama gel gör ki; bu unsur tarihin hemen hiçbir döneminde gerçekleşmemiştir.
Yarın başlayacak kutsal ayımıza girerken, dünya üzerinde savaşan ve birbirini öldüren, dinimizi istedikleri gibi yorumlayan sadece Müslüman ülkelerdir. Birbirlerini düşman gören, birbirlerini dinsizlik ve sapıklıkla suçlayan ülke ve gruplar, dış güçlerin de kışkırtma ve yardımları ile Müslüman ÖLDÜRMEKTE, bunu da din adına yaptıklarını savunmaktadırlar. Mutlu, kalkınmış, özgür ve refah içinde yaşayan bir İslam ülkesi nerede ise kalmamış durumdadır ne yazık ki…
Barış, kardeşlik, yardımlaşma, birlik ve beraberlik çağrışımları ile dolu kutsal Ramazan ayına bir üzüntü ve endişe ile girdiğimiz gerçeği yadsınamaz. Evlerini, ülkelerini terk etmiş veya savaş koşullarında yaşayan milyonlarca Müslüman kardeşimiz varken, huzur içinde bir Ramazan ayı geçirmek ve Bayram yapmak ne mümkün?
Bu olumsuz duygular eşliğinde; ülkem insanlarının kutsal Ramazan aylarının hayırlı olmasını, ORUÇ ibadetlerinde güç ve kuvvet bulmalarını, ibadetlerinin Tanrı katında kabulünü diliyorum… Allah adına savaştıklarını söyleyenlere de, Tanrı’nın akıl, hidayet ve merhamet vererek, gerçeğe gelmelerini istiyorum.
Nice kutsal aylarda buluşmak dileği ile…