Lozan Demek Atatürk ve Cumhuriyet Demektir
Nejat TAŞKIN
Bugünlerde, gündem değiştirmek için Lozan Antlaşmasını ortaya atanlar, ne olur biraz dikkatli ve ihtimamlı konuşarak Lozan’ı ülkemize kazandıran rahmetli İsmet İnönü’yü ve arkadaşlarını rahmetle ve saygı ile ansınlar.
Bu konuda onlardan başka bir şey istemiyoruz. Lozan Barış Antlaşması, ülkemizi bölünmekten kurtarmış ve Atatürk’ün sayesinde Lozan ülkemizin en büyük faturası olmuştur. Eğer bu ülkeyi ve Cumhuriyeti seviyorsak Lozan denen bu büyük mücadeleyi iyi okumak ve o günü yaşayanları iyi değerlendirmek gerekir. Zira çok yetkili kişiler bile Sevr Antlaşmasını ele alıp, bize Lozan’ı kakaladılar gibi ifadeler kullanmak yarınki nesillere bırakacağımız en değersiz bir görümüm arz eder.
Ne olur, bu konulara saygı duyalım ve bu saygımızı her vesileyle dile getirelim. Zira ordusu hüsrana uğramış ve Ankara’da kurulan TBMM’nin verdiği kararlarla Atatürk’ün izinde insanlarımızın gece gündüz aldığı kararlar ile meydana gelen bu Türkiye Cumhuriyeti sınırları, Lozan imzası ile bugünlere taşınmıştır.
“Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyen Büyük Önder Atatürk’ü ebedi istirahatgahında rahatsız etmek istemiyorsak mutlaka her vesileyle onun izinde olduğumuzu belirtmek mecburiyetindeyiz. Zira o Anıtkabir dergâhında her an bizi izlemekte. Bıraktığı esere nasıl ve ne derece sahip çıktığımızın her an durumunu gözlemektedir.
Zira onun eseri olan Nutuk okunursa her şey daha net olur. Atatürk’ü unutmayın ve unutturmayan, eserlerine her vesileyle sahip çıkın, dün söylediklerinizi bugün başka konular içinde ifade etmeyiniz.
Bu ülke güzel bir ülke… Bu ülkenin yakında kuruluşunun 100. Yılını idrak edeceğiz. Onun için çok daha çalışkan çok daha Cumhuriyetçi, laik nesiller yetiştirerek yarınlara taşınmak mecburiyetindeyiz.
1920 yılında İsmet Paşa ve ekibinin önüne sürülen Sevr Antlaşmasını eğer Türk heyeti imzalayıp kabul etmiş olsaydı memleketin sınırları Adana ve Ankara arasında olacak ve Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet olmayacaktı.
İstanbul bile kaybolan iller arasında olacak ve Türkler bir sığınmacı olarak kalacaklardı. İşte İsmet Paşa ve onunu ekibi bu çirkin Sevr Antlaşmasını reddederek 1923 yılında Lozan masasına oturdu ve 24 Temmuz 1923 günü kabul edildi. Onun için 24 Temmuz 1923 bizim Cumhuriyete giden bir adım olarak daima Atatürk’le, İsmet Paşa’yla anılacak, her geçen gün daha kuvvetli bütün dünyaya haykırılacaktır. Onun için 15 Temmuz 2016 gününü tatil ve bayram yaparken 24 Temmuz 1923 gününü de unutmayarak tarihe mal ediniz. Ve bütün dünyaya haykırınız. Bunun yanında Adalar filan de o tarihte verilmedi. 1914 yılında padişahlık döneminin imzaladığı taahhütlerle bu adalar terk edildi.
Her zaman her vesileyle Türk Ulusunu gençliğe emanet edip, Ata’nın mirası “Gençliğe Hitabe”yi ve andımızı tekrarlayalım…
İşte 85 yaşındaki Nejat Taşkın bunları yazdı ve söyledi, her zaman da söyleyecek!…